- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Öne Çıkan Yayın
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yine iki ayağı bir pabuca girmişti. Günlerdir hazırlanıyordu eşinin doğum günü kutlaması için. Hediyeler, yemekler, pastalar, yeni kıyafetler... Kuaförde işi tahmininden uzun sürünce kardeşini aradı kendisini alıp eve bırakması için.
Arabası aylardır kardeşindeydi. Kardeşi gırtlağına kadar
borç yapınca arabasını satmak zorunda kalmıştı. Az direnmemişti satmamak için.
Ama ablasının kaynakları da tükenince mecbur kaldı. “Sen zaten pek
kullanmıyorsun, sen sat arabanı, ben param oldukça öderim, daha iyi bir şey
alırsın.” diye ablasını ikna etmişti aslında ama o eniştesi yok muydu, o izin
vermemişti. Ne bencil bir adamdı. O olmasa ablasıyla ne kadar iyi olacaklardı.
Her şeye karışıyordu. Ablasının kendi kazandığı parayla aldığı arabadan ona
neydi ki? İşleri hep ters gittiği için ara sıra ablasından destek alması da
batıyordu adama. “Kardeşinim ben senin, tabii ki bana destek olacaksın!” diye
bas bas bağırmıştı ablasına.
“Al işte, yine duymuyor telefonu, taksi de bulamam bu
yağmurda, nasıl gideceğim eve?” diye stresle söyleniyordu. Daha gidip sofrayı
hazırlayacak sonra da kendisi hazırlanacaktı. İş yerinden öğleden sonra kaçar
gibi çıkmıştı akşamki programı yetiştirebilmek için. Çocukları okuldan erken
alıp annesine bırakmıştı. Bugün çok ihtiyacı olmuştu arabaya. Kardeşi “Bugün
benim de çok işim var, çok sıkışırsan ara, ben gelir götürürüm seni istediğin
yere.” dediyse de şimdi telefonu duymuyordu.
Kuaförden civardaki taksi duraklarını aramalarını rica
etmişti. Beklerken bir bayanın eşiyle konuşmasını duydu, “Canım 5 dakikaya
çıkarım, sen uygun bir yerde bekle, ben arayınca kapıya gelirsin.”
“Ağlasam mı, gülsem mi?” dedi içinden. “Kadının işi bitti,
kocası dışarıda bekliyor, yarım saattir burada insanlarla sohbet ediyor. Bu ne
rahatlık! Benimki olsa niye beni bu kadar bekletiyorsun diye kızar, hoş gelmez
de zaten beni almaya...” diye düşünürken “Maalesef efendim, hiçbir durakta
taksi yok.” gerçeğiyle kendine geldi. Çaresizlikten ağlayacaktı. Gözünden bir
iki damla yaş düşüyordu ki, makyöz seslendi, “Ağlamayın, makyajınız çok taze,
akabilir.” diye. Bu uyarıyla herkes “Ağlayan kim?” diye bakınca, eşi dışarıda
bekleyen bayan, “İyi misiniz, neyiniz var?” diye yaklaştı. “Yok bir şey, bütün
gün gerildim biraz, şimdi de taksi bulamayınca sinirlerim bozuldu artık.”
deyince “Gelin biz bırakalım sizi, belli ki aceleniz var.” diyerek Yasemin’in
koluna girip arabaya bindirdi.
Yasemin ne olduğunu anlamadan kendini sıcacık arabanın
içinde buldu. “Adamcağız en az yarım saattir bekliyor, bir de beni mi
bırakacak?” diye düşünürken “Canım, hanımefendi taksi bulamadı, acelesi de var,
biz bırakalım gideceği yere.” deyince eşi “Tabii ki, siz tarif edin.” dedi
Yasemin’e. Yasemin en mahcup ses tonuyla evini tarif ederken “Tanımadığım
insanlar bile halime acıdı, benim kardeşim telefonuma bakmıyor, eşime beni al
desem, “Ne diyorsun?” der. Ömrünün en zor yol tarifini yapmıştı. Üzgün, mahcup,
kızgın, kırgın, değersiz... Onlarca duygu içinde gidip geldi ama evet dedi,
“değersiz”. Kendisini çok değersiz hissetti.
Teşekkür edip arabadan inerken kadınla adamın yüzlerine
baktı. İkisi de gülümsüyordu “Rica ederiz.” derken. Adam o trafikte yolu
uzadığı için gerilmemişti, kadın zaten rahattı. Ne güzel bir çift diye geçirdi
içinden ve koşarak apartmana girdi. Şu dakikadan itibaren çok koşması
gerekiyordu, zira çok vakti kalmamıştı. Önce mutfak işlerini halledip, hemen
üstünü değiştirip, masayı hazırlamaya koyulacaktı. Menü eşinin en sevdiği
yemeklerden oluşuyordu tabii ki. Pastasını, tuttuğu takımın forması şeklinde sipariş
etmişti. Eşi tam bir fanatikti. Ne anlıyor erkekler futboldan diye düşünmeyi
bırakalı çok olmuştu zaten ama pastayı takımın renklerinde yaptırma noktasına
ne zaman geldi, onu bilmiyordu. Sorsanız bütün takımı, bu sezondaki
transferleri, teknik direktörle futbolcuların anlaşmazlıklarını, hepsini
öğrenmişti.
Mutfak robotu şeklinde yaptıracak değildim ya! diye
düşünürken aklına ceviz almayı unuttuğu geldi. Favori tatlısının üstünde tahin
ve ceviz severdi eşi. Hemen annesini aradı, annesi "Tamam." dedi, "Bir marketin
önünde iner, alırım." “Anne gözünü seveyim unutma.” diye tembihledikten sonra
masaya bir kez daha baktı, unuttuğu başka bir şey yoktu, her şey hazırdı. Annesinin
yaptığı yöresel yemekler de gelince tam olacaktı.
Yeni aldığı elbisesini giydi, makyajını düzeltiyordu ki o
sırada telefonu çaldı, arayan eşiydi: “Akşam maç var, bizim eleman evden
formamı almaya geliyor.” Bir şey demesine fırsat olmadan telefon kapandı. Donup
kalmıştı.
Günlerdir yaptığı hazırlık, özel hediye siparişleri, iş
yerinden erken çıkma planları, çocukları okuldan erken almalar, kuaföre
gideceğim diye yaptığı stres, tanımadığı insanların yardımı, annesinden en
zahmetli yemekleri isteyip, onları taşıtıp, bir de ceviz için sıkı sıkı tembihlemesi...
Yanında çocuklarla kadıncağızın bir de ceviz derdine düşmesi kalbini sızlattı.
'Şu hayatta kim bize bedel ödüyorsa sadece o değer veriyor, biz
de en çok ona zulmediyoruz' diye düşündü. Eşi kendisi için neredeyse hiçbir şey
yapmıyordu artık. Evin bütün işleri, faturaları, çocukların okulları, dersleri,
kursları... Hepsinin sorumluluğu onun üstündeydi. Babaları sadece hangi okula
gideceklerine karar verirdi. Okul seçimiyle ilgili yetki babalarında,
sorumlulukları ise annelerindeydi. Biraz düşük bir not alsalar hemen hesap
sorulurdu “Sen bu çocuklarla hiç ilgilenmiyorsun.” diye...
Sadece okul olsa yine iyi, her olumsuzlukta fatura hep
kendisine kesilirdi. Yasemin ise tatsızlık çıkmasın diye hep alttan alırdı
eşini. Arada “Ben de yetişemiyorum her şeye!” diye çıkışları olsa da çabucak
geçer, öyle konuştuğu için pişman olup özür dilerdi. Eşinin ise hiçbir zaman,
hiçbir davranışı için özür dilemeyi aklından bile geçirmediğine emindi.
Sonra aklına kuafördeki kadın geldi, eşinin en az yarım saat
kapıda beklemesi... O yoğun trafikte adamcağızın hiç sorun etmeden kendisini
evine bırakması. Bu mümkün müydü? Yağmurlu bir akşam trafiğinde tanımadığı biri
için yolu uzatmayı dert etmemek mümkün müydü? Karısının ricası olduğu için adam
bunu seve seve yapmıştı. Nasıl da imrendi. Birisi bunlar için sebepler
oluşturabiliyorsa ben neden yapamayayım dedi.
Birden bir arkadaşının söyledikleri geldi aklına, “İnsanların
sana nasıl davranacağını, senin davranışların belirler.” demişti. Gülmüştü
arkadaşı bunu söylediğinde. “Erkekler zaman geçtikçe eşlerine karşı umursamaz
hatta acımasız oluyorlar, benim babam da böyleydi anneme karşı, eşim de bana
karşı böyle. Bu evliliğin getirdiği bir durum, değiştiremezsin.” demişti.
Oysa bugün artık gözünün içine sokulmuştu öyle olmadığı.
Kuaför kapısında bekleyen adam da evliydi, yolda konuşmalarından ortaokul ve
lise döneminde çocukları olduğunu anlamıştı. Zamanla ilgili bir şey de değildi.
O kadın bunu nasıl başarmıştı? Arkadaşı “Başkalarının sana karşı davranışlarını
sen belirlersin.” derken nasıl kendinden bu kadar emin konuşmuştu? Bu işin bir
yolu, yöntemi mi vardı? Kendi davranışlarını nasıl değiştirmesi gerekiyordu? Nerede
hata yapmıştı bunca yıldır? Evliliğinin iyi gitmesi için eşinin bir dediğini
iki etmemiş, her alanda ona konfor sağlamış, onu yormamak, uğraştırmamak için
her şeyi kendisi halletmeye çalışmıştı. Bu kadar mutlu etmek için çabalaması mı
hataydı? “Kuafördeki kadın” hiç bu kadar çabalayacak gibi durmuyordu ama kocası
mutluydu.
Sanki birisi ona “yeter artık kendine gel!” demek ister gibi
gözünün içine sokmuştu. “Her şey plan dâhilinde” dedi tüyleri ürpererek.
Yağmurun yağması, taksi bulamaması, kardeşinin telefonu açmaması, gözünden
düşen damlayla makyözün “Ağlamayın, makyajınız akar!” demesi, o sırada insanların
dönüp bakmaları, kadının yardımcı olmak istemesi, eşinin kapıda bekliyor olması,
gülümseyen yüzleri... Bu kadar şey tesadüf olamazdı.
“Bir yağmur yağdı ve aklımın tozunu aldı.” dedi.
Sabah ilk iş arkadaşını arayacaktı.
Ama şimdi annesi ve kızlarıyla güzel bir akşam yemeği yeme
vaktiydi.
Kapı çaldı, çocuklar koşarak içeri girdiler, annesinin elindekileri
alıp, sarılıp öptü. Şaşırmıştı annesi, bir anda yüzündeki yorgunluk ifadesi
siliniverdi. “Sen bugün ne güzel görünüyorsun böyle!” deyip sımsıkı kucakladı
kızını. Ne de olsa anneler her şeyi anlıyordu...
*****
Deneyimsel Tasarım Öğretisi Kim Kimdir? Semineri, insan tanıma becerilerimizi geliştirmek ve buna göre iletişimimizi daha kaliteli bir seviyeye getirmek için tasarlanmış özel bir programdır. Bu programda, insanları ve kendimizi daha nitelikli ve detaylı tanıyabilmek için ihtiyacımız olan bilgiler sunulur.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi İlişkide Ustalık Programı, kolayca anlaşılabilen, hemen hayatınıza alabileceğiniz, faydasını tüm ilişkilerinizde görebileceğiniz ve yine tüm ilişkilerinizde kullanabileceğiniz üst versiyon bir programdır.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi Başarı Psikolojisi Semineri, benzersiz içeriğiyle baştan sona bir strateji eğitimidir. Tüm hayatınızda ve süreçlerinizde kullanabileceğiniz, kolayca anlayıp hemen hayatınıza alabileceğiniz ve faydasını toplamda kat kat görebileceğiniz stratejiler sunar.
*****
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
İnsan ilişkilerini anlatan güzel bir yazı olmuş. İnsanların sana nasıl davranacağını senin davranışların belirler gerçeği tokat gibi çarpıyor yüzümüze ')
YanıtlaSilKarşımıza çıkan her insan her olay birşeylere işaret ediyor. Hayatta tesadüf yok gerçekten. Farkına varıp birşeyleri değiştirebiliyorsak ne mutlu bize.
YanıtlaSilEvet kime ne şekilde bedel ödediğimiz hayatımızı belirliyor aslında
SilDoğru yere doğru bedel ödemeyi seçmek en dogrusu
SilBaşkalarının sana karşı davranışlarını sen belirlersin.. 💫
YanıtlaSilYakın çevremiz bizim aynamızmış yeni öğrendim, inşALLAH toparlarız buradan :)
Silİnsanların sana davranışını senin davranışın belirler... beni de bu kısım etkiledi
SilTesadüf yok yaptıklarım yada yapmadıklarımla ilgili
SilÇok faydalı bir paylaşım olmuş Allah Razı olsun, farkındalıklarımızın artması dileğiyle…
YanıtlaSilAminn
SilBu yazı daha fazla kadına ulaşabilsin, gerçekleri farkedebilsin isterim. Çok güzel yazı. Ellerinize sağlık. Kendimi gördüm....
YanıtlaSil🌷🌷🌷
SilÇok net
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş. Çoğu insanın yaşadığı problem. Bunu farkediyor olmak ne güzel 🌸 emeğinize sağlık.
SilAhh şu bedeli ,Sevgi Zanettikçe miktarı artırmalarımız ;( iyi ki bu eğitimin öğretilleri var yoksa ne yapardık
SilNe kadar da gerçek, hayatın icinden ve keyifli bir yazı olmuş, kaleminize sağlık
YanıtlaSilBöyle gözümüzün içine sokulmadan hatalarımızı görelim
YanıtlaSilAminn
SilÇok güzel bir yazı, teşekkürler
YanıtlaSilNe kadar önemli bir konuya değinilmiş…
YanıtlaSilAslında nasıl düzelteceğimizi bilmediğimiz olaylarda p şu düşünce belirir zihnimizde ‘benim eşim öyle değil’ ‘ bu anlatılanlar benim eşime uygun değil’ insan inansa bu yasalar herkes için. O zaman her şey daha kolay olacak.. kaleminize sağlık
YanıtlaSilGerçekten hayatta tesadüf yok. Çok güzel sürükleyici bir yazı. Ellerinize saglik.
YanıtlaSilHer okumamda gözlerim doldu. bir Yasemin oldum, bir annesi oldum,bir kuafördeki kadın oldum 🥰
YanıtlaSilYüreğinize sağlık insanoğlunun bu hayatta yaşadığı problemlerin neden olduğunu sebebini anlatan bedel dengesini çok güzel anlatan bir makale olmuş
YanıtlaSilÖlçümüz,kriterimiz olması gereken değil de birilerini memnun etmek olunca elimizde patlıyor. Çocuğu da sürekli memnun etmeye çalışmak bozuyor, kardeşimizi de maalesef...
YanıtlaSilEvvet kesinlikle
SilHaytımızda doğru sanıp yanlış yaptığımız hatalardan bir tanesimin örneği. Güzel bir yazıydı.
YanıtlaSilGerçek anlamda, bir insan kendi saygısını kendisi yaratıyor. Davranışları, aldığı mesafe karşısındaki insanin ona verdiği değeri on plana cikarir. Insanlari zorlamak gerekiyor sorumluluklar evlilikte herkese ait olmalıdır.
YanıtlaSilInsan kendi saygısını kendisi belirler buradan bunu anlıyorum,, her karşılaştığı olaysa ona bir şans olabilir.
YanıtlaSilEmeğinize sağlık bende yasemin hanım yaşadığını yaşadım
YanıtlaSilEmeğinize sağlık
YanıtlaSilEnfes bir yazı, hatta yazi degil sanki film gibi izlettiniz kadinin yarim gününü..
YanıtlaSilBedel odemek ve iliskilerde denge konularini keske daha kucuk yaslarda bize ogretseler, ceviz icin kosturan ananenin elinden tuttugu yaslarda...
Film gibi gerçekten gozumuzfe canlandı.. kaleminize saglik
SilKaleminize sağlık... Durup düşünülmesi gereken bir yazı 👏
YanıtlaSilEn zoru da karşımızdakini değiştirelim derken kendimizin değiştiğini farkettiği o an, yasa hiç değişmiyor, değişim zıttına hükmeder.
YanıtlaSilİnsan hata yapar önemli olan hata olduğunu anladığı an davranışını değiştirebiliyor olmak.
YanıtlaSilİnsan karşındakini nasıl da bozuyor. Sonra onun davranışlarından şikayet ediyor.
YanıtlaSilDeğil mi :((((
SilÇok bedel ödeyen var bir de ona sorumluluk kalmadığı için neredeyse hiç ödemeyen... Kim değişmeli? Sorumsuz, bedel ödemeyen mi, yoksa ona bedel ödeyecek alan bırakmayan eşi mi?
YanıtlaSilSen değişirsen dünya degisir
SilEn değer vermemiz gerekenlerin değerini çok geç olmadan bilelim 🙏
YanıtlaSil''İnsanların sana nasıl davranacağını senin davranışların belirler''. İnsan gerçeğe göre hareket edince hayatı ne kadar da kolaylaşabiliyor mesele o yüzleşme cesareti gösterip harekete geçebilmekte; kaleminize sağlık
YanıtlaSilHer şey mükemmel olsun diye çabalarken en yakınlarımıza hayatı dar edebiliyoruz. Bu hikayede neyse ki yanlışını anlayıp hatasından dönen var
YanıtlaSilYaptıklarımızın fedakarlık olduğunu zannederek hep birilerinin ödemesi gereken bedellerini üstlenip, onları kendimize nankörleştirdiğimizin koşa bir özeti. Emeğinize sağlık🌹
YanıtlaSil“İnsanların sana nasıl davranacağını, senin davranışların belirler.
YanıtlaSilHarika bir sınır belirleme uyarısı.
Fark etmeden o sınırları ilişkilerimizde esnetip sonra nasıl oldu da bu duruma geldi Herşey diye üzülüp kendimizi dövüyoruz.
Bedelimiz kıymetli .Ellerinize sağlık
Kaleminize saglik🌷
SilYazıyı okurken gözümde canlanan sahneler oldu. Ne güzel hiç bir şeyin tesadüf olmadığını fark edebilmek.
YanıtlaSilKaleminize düşüncenize sağlık🌺
Evet güzel benzetmeler güncel hayatta şahit olduğumuz şekilde anlatılıyor 🌿
SilTüylerim diken diken oldu. Harika bir yazı olmuş. Elinize sağlık
YanıtlaSilİnsanın bir an beyninde ışıkların yandığı, sorularının cevaplarını bulduğu anlar oluyor :) Bu zamanların çoğalması ümidiyle...
YanıtlaSilBaşkalarının hayatlarına bakıp benim eşim niye böyle değil diye üzülmek... Boşuna üzülmekle vakit kaybetmeyip isteğimiz sonuçlara giden yolları öğrettiğiniz için teşekkürler. Egitimlerinizden çok fayda gördüm. Kim bilir ne hatalar yapıyor olacaktık...
YanıtlaSilGece gece neden çıktı bu makale karşıma diye düşünüyorum şu an. Elinize sağlık...
YanıtlaSilEgitimlerinizle hayatımın gidişatını değiştirdim çok klasik olacak ama... Doğrusu bu. :)
YanıtlaSilTeşekkürler
Çok güzel:))
YanıtlaSilGözümden sesizce yanaklarımı nemlendiren yaşlarla okudum.. Ne kadarda hayatlarimizin tam içinden benzerlikler ve aynı hatalar.. bizi kendimize getirmeye silkelemeye yetti...kaleminize yüreğinize sağlık
YanıtlaSilİlişkilerde dengeleri bozunca insan nasıl da nankörleşiyor.
YanıtlaSilBedel ödemenin dengeli olmasına dair güzel bir yazı. Kaleminize sağlık 🌼
YanıtlaSilBu mümkün müydü? İnsanların bir çoğu bunun normal olduğuna kendine ikna ettikleri için hiç düzeni değiştirmek akıllarına gelmiyor. Çok güzel bir yazı, Yasemin içinde çok güzel bir farkındalık olmuş. Ellerinize, emeğinize, ilminize sağlık..
YanıtlaSilBazı insanlarin kocaları tarafından şanslı olduğunu düşünürüz ama öyle değil. Bu konuda beni aydinlattiginiz için teşekkürler 🌸
YanıtlaSilSırf bedel konusunu bile bilsek, hayatımıza geçirsek ne çok şeyimiz güzelleşir.
YanıtlaSilelinize sağlık, çok doğru nerede aşırı ilgi ve emek var ve karşılığı da alınamıyorsa orada hep bir problem oluyor.
YanıtlaSilne kadar tanıdık bir öykü, kaleminize sağlık
YanıtlaSilYaziyi okurken ayni kendimin de bu şekilde davrandigimi, herkesi memnun etmeye calişarak daha mutlu olunacaginin yanilgisini gördüm. Kaybeden ise hep ben oldum. Ben hep kendi başimin caresine bakmak zorunda kalirken, hic kimseden birsey beklemiyorken herkese faydali olmak icin cirpinip durdum...Oysa herkes gayet de rahatti. Bir tek bende buyuk bir emek ve bedel vardi. Ama elhamdülillah şu an cogu seyi toparlamayi başardim. Daha da iyi olacagim insaallah...
YanıtlaSilHerkese ederi kadar kıymet vermek şazım. Birşeyin fazlası hep zarar... emeğinize sağlık
YanıtlaSilBen de eskiden bazı kadınların şanslı olduğunu düşünürdüm. Böyle bilgileri aldıktan sonra o düşüncenin yanlış olduğunu anladım☺️ Rahatladım...
YanıtlaSilYa bu bedel konusunu anlamak çok güzel.. inşAllah da uygulayanlardan oluruz
YanıtlaSilBu hayatta hiç bir şeyin başı boş değil
YanıtlaSil,sizde bunu çok güzel anlamışsınız
Kaleminize sağlık.
Bazen o yağmur gerekiyor aklımızın tozunu alması için
YanıtlaSilBir yazı bu kadar yüzleştirebilir
YanıtlaSilBedel - beklenti kısacası bir yazıyla o kadar çok konu anlatılıyor ve ince ince içimize işliyor ki , sadece bu yazıda değil bir çok örneği var derslerde bile konular hayatımızdan ve biz farkında olmadan bizi doğruya yönlendiren yasalarla hareket etmeye başlıyoruz . İnşallah yasaları hayatımıza doğru bir şekilde uygulayarak huzurlu bir yaşamı tercih ederiz ..
YanıtlaSilNe kadar gerçekçi nokta atışı tespitler hayatı başkalarını mutlu etmek için harcarken aslında kendi öykümüzden uzaklaştığımızı anlatıyor emeğinize sağlık 💐
YanıtlaSil“İnsanların sana nasıl davranacağını, senin davranışların belirler.” Acı ama çok gerçek. Hatırlattığınız için sağolun.
YanıtlaSilBana bu öyküyü verenin benden beklediği tepkileri vermek nasip olsun inşALLAH
YanıtlaSilİnsanların istekleri aynı olunca problemleri nasıl da aynı oluyordu,kendi filmimi İzler gibi okudum yazınızı. Hayatımızdaki insanları nasıl nankörleştirdiğimizi ve nasıl zalimleştirdiğimizi hikayenin içindeyken göremiyoruz da böyle dışarıdan okuyunca o kadar net anlıyoruz ki kaleminize sağlık
YanıtlaSilBir çok insanın yaşadığı sorun güzel ve akıcı bir dille anlatılmış elinize sağlık.
YanıtlaSilBu hayatta daha çok sevilmek için rahatlık tuzağına soktugumuz her insanın zulmüne maruz kaliriz. Yanlış yerlere bedel ödemenin insanın ömrünü tüketmesi de cabasi
Bedelimizi bize emek verenlere çevirsek hayat çiçek açıyor 🌹
YanıtlaSilİnsanın ödediği bedeller, tüm hayatını dizayn ediyor. Böyle bir makale okuma sonrası, insan düşünmez mi? Ben bedel ödeyen mi? Bedel çalanmıyım?
YanıtlaSilBizim için zorlanan için değerleyiz
YanıtlaSilHerkesin kendini bulacağı bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık 🌿
YanıtlaSilBazen gerçekler yüzümüze çarpılmadan anlayamıyoruz, rahatlık tuzağına düşürdüğümüz insanlar, onlara ödenen bedellerin acısı.. Muhteşem bir yazı olmuş, hepimizin hayatından bir kesit var sanki, tek solukta okudum, çok teşekkürler💕
YanıtlaSilGünümüzün kadınlarını ne kadar da güzel anlatmışsınız... Kadınlar gerçek değerini fark ettikçe, ilişkiler, aileler daha da düzelecek ☺️🥰
YanıtlaSilÇok samimi ve içten bir aktarım olmuş, emeğinize sağlık... Bedeli ve onun değerini anladığında, insanoğlu kendi değerini de bulmuş olacak...
YanıtlaSilO kadar gerçek ki her an gerçekleşen bir senaryo
YanıtlaSil.. Bedel dengesi bozulmuş bir ilişki nasıl da güzel anlatilmis ..😊 teşekkürler elinize sağlık
İnsan insanın yanaımasıdır senin görüntü Ne ise yansımasıda o oluyor 🌿
YanıtlaSilİnsanın yakınındaki insanların davranışları kişinin aynada kendisini görmesidir…
YanıtlaSilAhhh, nasıl da bizden , Özden bir yazı … 🧡
YanıtlaSilNe kadar samimi ve akıcı bir yazı olmuş...Bir solukta okudum...Kaleminize sağlık...
YanıtlaSilBedel ödeyen ve bedel alanın öyküsü… Peki, biz hangisiyiz?
YanıtlaSilİnsanların bize nasıl davranacağını biz belirliyoruz.. ne kadar doğru ve içi dolu dolu bir cümle..
YanıtlaSilİçten bir yazı olmuş karşıya temas eden karakterlerin yerine kendini koyduğun:)
YanıtlaSil6 yıl önceki kendimi gördüm yine canım yandı nasıl da degersizlestirmisim kendimi gerçekten yağmur yağdı toz kalktı bilinç açıklığı problemi çözdü
YanıtlaSil