Öne Çıkan Yayın

Başarı Psikolojisi - DTÖ Seminerler

Kuafördeki Kadın

 

Yine iki ayağı bir pabuca girmişti. Günlerdir hazırlanıyordu eşinin doğum günü kutlaması için. Hediyeler, yemekler, pastalar, yeni kıyafetler... Kuaförde işi tahmininden uzun sürünce kardeşini aradı kendisini alıp eve bırakması için.

Arabası aylardır kardeşindeydi. Kardeşi gırtlağına kadar borç yapınca arabasını satmak zorunda kalmıştı. Az direnmemişti satmamak için. Ama ablasının kaynakları da tükenince mecbur kaldı. “Sen zaten pek kullanmıyorsun, sen sat arabanı, ben param oldukça öderim, daha iyi bir şey alırsın.” diye ablasını ikna etmişti aslında ama o eniştesi yok muydu, o izin vermemişti. Ne bencil bir adamdı. O olmasa ablasıyla ne kadar iyi olacaklardı. Her şeye karışıyordu. Ablasının kendi kazandığı parayla aldığı arabadan ona neydi ki? İşleri hep ters gittiği için ara sıra ablasından destek alması da batıyordu adama. “Kardeşinim ben senin, tabii ki bana destek olacaksın!” diye bas bas bağırmıştı ablasına.

“Al işte, yine duymuyor telefonu, taksi de bulamam bu yağmurda, nasıl gideceğim eve?” diye stresle söyleniyordu. Daha gidip sofrayı hazırlayacak sonra da kendisi hazırlanacaktı. İş yerinden öğleden sonra kaçar gibi çıkmıştı akşamki programı yetiştirebilmek için. Çocukları okuldan erken alıp annesine bırakmıştı. Bugün çok ihtiyacı olmuştu arabaya. Kardeşi “Bugün benim de çok işim var, çok sıkışırsan ara, ben gelir götürürüm seni istediğin yere.” dediyse de şimdi telefonu duymuyordu.

Kuaförden civardaki taksi duraklarını aramalarını rica etmişti. Beklerken bir bayanın eşiyle konuşmasını duydu, “Canım 5 dakikaya çıkarım, sen uygun bir yerde bekle, ben arayınca kapıya gelirsin.”

“Ağlasam mı, gülsem mi?” dedi içinden. “Kadının işi bitti, kocası dışarıda bekliyor, yarım saattir burada insanlarla sohbet ediyor. Bu ne rahatlık! Benimki olsa niye beni bu kadar bekletiyorsun diye kızar, hoş gelmez de zaten beni almaya...” diye düşünürken “Maalesef efendim, hiçbir durakta taksi yok.” gerçeğiyle kendine geldi. Çaresizlikten ağlayacaktı. Gözünden bir iki damla yaş düşüyordu ki, makyöz seslendi, “Ağlamayın, makyajınız çok taze, akabilir.” diye. Bu uyarıyla herkes “Ağlayan kim?” diye bakınca, eşi dışarıda bekleyen bayan, “İyi misiniz, neyiniz var?” diye yaklaştı. “Yok bir şey, bütün gün gerildim biraz, şimdi de taksi bulamayınca sinirlerim bozuldu artık.” deyince “Gelin biz bırakalım sizi, belli ki aceleniz var.” diyerek Yasemin’in koluna girip arabaya bindirdi.

Yasemin ne olduğunu anlamadan kendini sıcacık arabanın içinde buldu. “Adamcağız en az yarım saattir bekliyor, bir de beni mi bırakacak?” diye düşünürken “Canım, hanımefendi taksi bulamadı, acelesi de var, biz bırakalım gideceği yere.” deyince eşi “Tabii ki, siz tarif edin.” dedi Yasemin’e. Yasemin en mahcup ses tonuyla evini tarif ederken “Tanımadığım insanlar bile halime acıdı, benim kardeşim telefonuma bakmıyor, eşime beni al desem, “Ne diyorsun?” der. Ömrünün en zor yol tarifini yapmıştı. Üzgün, mahcup, kızgın, kırgın, değersiz... Onlarca duygu içinde gidip geldi ama evet dedi, “değersiz”. Kendisini çok değersiz hissetti.

Teşekkür edip arabadan inerken kadınla adamın yüzlerine baktı. İkisi de gülümsüyordu “Rica ederiz.” derken. Adam o trafikte yolu uzadığı için gerilmemişti, kadın zaten rahattı. Ne güzel bir çift diye geçirdi içinden ve koşarak apartmana girdi. Şu dakikadan itibaren çok koşması gerekiyordu, zira çok vakti kalmamıştı. Önce mutfak işlerini halledip, hemen üstünü değiştirip, masayı hazırlamaya koyulacaktı. Menü eşinin en sevdiği yemeklerden oluşuyordu tabii ki. Pastasını, tuttuğu takımın forması şeklinde sipariş etmişti. Eşi tam bir fanatikti. Ne anlıyor erkekler futboldan diye düşünmeyi bırakalı çok olmuştu zaten ama pastayı takımın renklerinde yaptırma noktasına ne zaman geldi, onu bilmiyordu. Sorsanız bütün takımı, bu sezondaki transferleri, teknik direktörle futbolcuların anlaşmazlıklarını, hepsini öğrenmişti.

Mutfak robotu şeklinde yaptıracak değildim ya! diye düşünürken aklına ceviz almayı unuttuğu geldi. Favori tatlısının üstünde tahin ve ceviz severdi eşi. Hemen annesini aradı, annesi "Tamam." dedi, "Bir marketin önünde iner, alırım." “Anne gözünü seveyim unutma.” diye tembihledikten sonra masaya bir kez daha baktı, unuttuğu başka bir şey yoktu, her şey hazırdı. Annesinin yaptığı yöresel yemekler de gelince tam olacaktı.

Yeni aldığı elbisesini giydi, makyajını düzeltiyordu ki o sırada telefonu çaldı, arayan eşiydi: “Akşam maç var, bizim eleman evden formamı almaya geliyor.” Bir şey demesine fırsat olmadan telefon kapandı. Donup kalmıştı.

Günlerdir yaptığı hazırlık, özel hediye siparişleri, iş yerinden erken çıkma planları, çocukları okuldan erken almalar, kuaföre gideceğim diye yaptığı stres, tanımadığı insanların yardımı, annesinden en zahmetli yemekleri isteyip, onları taşıtıp, bir de ceviz için sıkı sıkı tembihlemesi... Yanında çocuklarla kadıncağızın bir de ceviz derdine düşmesi kalbini sızlattı.

'Şu hayatta kim bize bedel ödüyorsa sadece o değer veriyor, biz de en çok ona zulmediyoruz' diye düşündü. Eşi kendisi için neredeyse hiçbir şey yapmıyordu artık. Evin bütün işleri, faturaları, çocukların okulları, dersleri, kursları... Hepsinin sorumluluğu onun üstündeydi. Babaları sadece hangi okula gideceklerine karar verirdi. Okul seçimiyle ilgili yetki babalarında, sorumlulukları ise annelerindeydi. Biraz düşük bir not alsalar hemen hesap sorulurdu “Sen bu çocuklarla hiç ilgilenmiyorsun.” diye...

Sadece okul olsa yine iyi, her olumsuzlukta fatura hep kendisine kesilirdi. Yasemin ise tatsızlık çıkmasın diye hep alttan alırdı eşini. Arada “Ben de yetişemiyorum her şeye!” diye çıkışları olsa da çabucak geçer, öyle konuştuğu için pişman olup özür dilerdi. Eşinin ise hiçbir zaman, hiçbir davranışı için özür dilemeyi aklından bile geçirmediğine emindi.

Sonra aklına kuafördeki kadın geldi, eşinin en az yarım saat kapıda beklemesi... O yoğun trafikte adamcağızın hiç sorun etmeden kendisini evine bırakması. Bu mümkün müydü? Yağmurlu bir akşam trafiğinde tanımadığı biri için yolu uzatmayı dert etmemek mümkün müydü? Karısının ricası olduğu için adam bunu seve seve yapmıştı. Nasıl da imrendi. Birisi bunlar için sebepler oluşturabiliyorsa ben neden yapamayayım dedi.

Birden bir arkadaşının söyledikleri geldi aklına, “İnsanların sana nasıl davranacağını, senin davranışların belirler.” demişti. Gülmüştü arkadaşı bunu söylediğinde. “Erkekler zaman geçtikçe eşlerine karşı umursamaz hatta acımasız oluyorlar, benim babam da böyleydi anneme karşı, eşim de bana karşı böyle. Bu evliliğin getirdiği bir durum, değiştiremezsin.” demişti.

Oysa bugün artık gözünün içine sokulmuştu öyle olmadığı. Kuaför kapısında bekleyen adam da evliydi, yolda konuşmalarından ortaokul ve lise döneminde çocukları olduğunu anlamıştı. Zamanla ilgili bir şey de değildi. O kadın bunu nasıl başarmıştı? Arkadaşı “Başkalarının sana karşı davranışlarını sen belirlersin.” derken nasıl kendinden bu kadar emin konuşmuştu? Bu işin bir yolu, yöntemi mi vardı? Kendi davranışlarını nasıl değiştirmesi gerekiyordu? Nerede hata yapmıştı bunca yıldır? Evliliğinin iyi gitmesi için eşinin bir dediğini iki etmemiş, her alanda ona konfor sağlamış, onu yormamak, uğraştırmamak için her şeyi kendisi halletmeye çalışmıştı. Bu kadar mutlu etmek için çabalaması mı hataydı? “Kuafördeki kadın” hiç bu kadar çabalayacak gibi durmuyordu ama kocası mutluydu.

Sanki birisi ona “yeter artık kendine gel!” demek ister gibi gözünün içine sokmuştu. “Her şey plan dâhilinde” dedi tüyleri ürpererek. Yağmurun yağması, taksi bulamaması, kardeşinin telefonu açmaması, gözünden düşen damlayla makyözün “Ağlamayın, makyajınız akar!” demesi, o sırada insanların dönüp bakmaları, kadının yardımcı olmak istemesi, eşinin kapıda bekliyor olması, gülümseyen yüzleri... Bu kadar şey tesadüf olamazdı.

“Bir yağmur yağdı ve aklımın tozunu aldı.” dedi.

Sabah ilk iş arkadaşını arayacaktı. 

Ama şimdi annesi ve kızlarıyla güzel bir akşam yemeği yeme vaktiydi.

Kapı çaldı, çocuklar koşarak içeri girdiler, annesinin elindekileri alıp, sarılıp öptü. Şaşırmıştı annesi, bir anda yüzündeki yorgunluk ifadesi siliniverdi. “Sen bugün ne güzel görünüyorsun böyle!” deyip sımsıkı kucakladı kızını. Ne de olsa anneler her şeyi anlıyordu...

 *****

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Kim Kimdir? Semineri, insan tanıma becerilerimizi geliştirmek ve buna göre iletişimimizi daha kaliteli bir seviyeye getirmek için tasarlanmış özel bir programdır. Bu programda, insanları ve kendimizi daha nitelikli ve detaylı tanıyabilmek için ihtiyacımız olan bilgiler sunulur. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi İlişkide Ustalık Programı, kolayca anlaşılabilen, hemen hayatınıza alabileceğiniz, faydasını tüm ilişkilerinizde görebileceğiniz ve yine tüm ilişkilerinizde kullanabileceğiniz üst versiyon bir programdır. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Başarı Psikolojisi Semineri, benzersiz içeriğiyle baştan sona bir strateji eğitimidir. Tüm hayatınızda ve süreçlerinizde kullanabileceğiniz, kolayca anlayıp hemen hayatınıza alabileceğiniz ve faydasını toplamda kat kat görebileceğiniz stratejiler sunar.

*****



Yorumlar

  1. İnsan ilişkilerini anlatan güzel bir yazı olmuş. İnsanların sana nasıl davranacağını senin davranışların belirler gerçeği tokat gibi çarpıyor yüzümüze ')

    YanıtlaSil
  2. Karşımıza çıkan her insan her olay birşeylere işaret ediyor. Hayatta tesadüf yok gerçekten. Farkına varıp birşeyleri değiştirebiliyorsak ne mutlu bize.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet kime ne şekilde bedel ödediğimiz hayatımızı belirliyor aslında

      Sil
    2. Doğru yere doğru bedel ödemeyi seçmek en dogrusu

      Sil
  3. Başkalarının sana karşı davranışlarını sen belirlersin.. 💫

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yakın çevremiz bizim aynamızmış yeni öğrendim, inşALLAH toparlarız buradan :)

      Sil
    2. İnsanların sana davranışını senin davranışın belirler... beni de bu kısım etkiledi

      Sil
    3. Tesadüf yok yaptıklarım yada yapmadıklarımla ilgili

      Sil
  4. Çok faydalı bir paylaşım olmuş Allah Razı olsun, farkındalıklarımızın artması dileğiyle…

    YanıtlaSil
  5. Bu yazı daha fazla kadına ulaşabilsin, gerçekleri farkedebilsin isterim. Çok güzel yazı. Ellerinize sağlık. Kendimi gördüm....

    YanıtlaSil
  6. Yanıtlar
    1. Çok güzel bir yazı olmuş. Çoğu insanın yaşadığı problem. Bunu farkediyor olmak ne güzel 🌸 emeğinize sağlık.

      Sil
  7. Ne kadar da gerçek, hayatın icinden ve keyifli bir yazı olmuş, kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  8. Böyle gözümüzün içine sokulmadan hatalarımızı görelim

    YanıtlaSil
  9. Çok güzel bir yazı, teşekkürler

    YanıtlaSil
  10. Ne kadar önemli bir konuya değinilmiş…

    YanıtlaSil
  11. Aslında nasıl düzelteceğimizi bilmediğimiz olaylarda p şu düşünce belirir zihnimizde ‘benim eşim öyle değil’ ‘ bu anlatılanlar benim eşime uygun değil’ insan inansa bu yasalar herkes için. O zaman her şey daha kolay olacak.. kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  12. Gerçekten hayatta tesadüf yok. Çok güzel sürükleyici bir yazı. Ellerinize saglik.

    YanıtlaSil
  13. Her okumamda gözlerim doldu. bir Yasemin oldum, bir annesi oldum,bir kuafördeki kadın oldum 🥰

    YanıtlaSil
  14. Yüreğinize sağlık insanoğlunun bu hayatta yaşadığı problemlerin neden olduğunu sebebini anlatan bedel dengesini çok güzel anlatan bir makale olmuş

    YanıtlaSil
  15. Ölçümüz,kriterimiz olması gereken değil de birilerini memnun etmek olunca elimizde patlıyor. Çocuğu da sürekli memnun etmeye çalışmak bozuyor, kardeşimizi de maalesef...

    YanıtlaSil
  16. Haytımızda doğru sanıp yanlış yaptığımız hatalardan bir tanesimin örneği. Güzel bir yazıydı.

    YanıtlaSil
  17. elif büşra tekeli6 Aralık 2022 09:51

    Gerçek anlamda, bir insan kendi saygısını kendisi yaratıyor. Davranışları, aldığı mesafe karşısındaki insanin ona verdiği değeri on plana cikarir. Insanlari zorlamak gerekiyor sorumluluklar evlilikte herkese ait olmalıdır.

    YanıtlaSil
  18. Insan kendi saygısını kendisi belirler buradan bunu anlıyorum,, her karşılaştığı olaysa ona bir şans olabilir.

    YanıtlaSil
  19. Emeğinize sağlık bende yasemin hanım yaşadığını yaşadım

    YanıtlaSil
  20. Enfes bir yazı, hatta yazi degil sanki film gibi izlettiniz kadinin yarim gününü..

    Bedel odemek ve iliskilerde denge konularini keske daha kucuk yaslarda bize ogretseler, ceviz icin kosturan ananenin elinden tuttugu yaslarda...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Film gibi gerçekten gozumuzfe canlandı.. kaleminize saglik

      Sil
  21. Kaleminize sağlık... Durup düşünülmesi gereken bir yazı 👏

    YanıtlaSil
  22. En zoru da karşımızdakini değiştirelim derken kendimizin değiştiğini farkettiği o an, yasa hiç değişmiyor, değişim zıttına hükmeder.

    YanıtlaSil
  23. İnsan hata yapar önemli olan hata olduğunu anladığı an davranışını değiştirebiliyor olmak.

    YanıtlaSil
  24. İnsan karşındakini nasıl da bozuyor. Sonra onun davranışlarından şikayet ediyor.

    YanıtlaSil
  25. Çok bedel ödeyen var bir de ona sorumluluk kalmadığı için neredeyse hiç ödemeyen... Kim değişmeli? Sorumsuz, bedel ödemeyen mi, yoksa ona bedel ödeyecek alan bırakmayan eşi mi?

    YanıtlaSil
  26. En değer vermemiz gerekenlerin değerini çok geç olmadan bilelim 🙏

    YanıtlaSil
  27. ''İnsanların sana nasıl davranacağını senin davranışların belirler''. İnsan gerçeğe göre hareket edince hayatı ne kadar da kolaylaşabiliyor mesele o yüzleşme cesareti gösterip harekete geçebilmekte; kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  28. Her şey mükemmel olsun diye çabalarken en yakınlarımıza hayatı dar edebiliyoruz. Bu hikayede neyse ki yanlışını anlayıp hatasından dönen var

    YanıtlaSil
  29. Yaptıklarımızın fedakarlık olduğunu zannederek hep birilerinin ödemesi gereken bedellerini üstlenip, onları kendimize nankörleştirdiğimizin koşa bir özeti. Emeğinize sağlık🌹

    YanıtlaSil
  30. “İnsanların sana nasıl davranacağını, senin davranışların belirler.
    Harika bir sınır belirleme uyarısı.
    Fark etmeden o sınırları ilişkilerimizde esnetip sonra nasıl oldu da bu duruma geldi Herşey diye üzülüp kendimizi dövüyoruz.
    Bedelimiz kıymetli .Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  31. Yazıyı okurken gözümde canlanan sahneler oldu. Ne güzel hiç bir şeyin tesadüf olmadığını fark edebilmek.
    Kaleminize düşüncenize sağlık🌺

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet güzel benzetmeler güncel hayatta şahit olduğumuz şekilde anlatılıyor 🌿

      Sil
  32. Tüylerim diken diken oldu. Harika bir yazı olmuş. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  33. İnsanın bir an beyninde ışıkların yandığı, sorularının cevaplarını bulduğu anlar oluyor :) Bu zamanların çoğalması ümidiyle...

    YanıtlaSil
  34. Başkalarının hayatlarına bakıp benim eşim niye böyle değil diye üzülmek... Boşuna üzülmekle vakit kaybetmeyip isteğimiz sonuçlara giden yolları öğrettiğiniz için teşekkürler. Egitimlerinizden çok fayda gördüm. Kim bilir ne hatalar yapıyor olacaktık...

    YanıtlaSil
  35. Gece gece neden çıktı bu makale karşıma diye düşünüyorum şu an. Elinize sağlık...

    YanıtlaSil
  36. Egitimlerinizle hayatımın gidişatını değiştirdim çok klasik olacak ama... Doğrusu bu. :)
    Teşekkürler

    YanıtlaSil
  37. Çok güzel:))

    YanıtlaSil
  38. Gözümden sesizce yanaklarımı nemlendiren yaşlarla okudum.. Ne kadarda hayatlarimizin tam içinden benzerlikler ve aynı hatalar.. bizi kendimize getirmeye silkelemeye yetti...kaleminize yüreğinize sağlık

    YanıtlaSil
  39. İlişkilerde dengeleri bozunca insan nasıl da nankörleşiyor.

    YanıtlaSil
  40. Bedel ödemenin dengeli olmasına dair güzel bir yazı. Kaleminize sağlık 🌼

    YanıtlaSil
  41. Bu mümkün müydü? İnsanların bir çoğu bunun normal olduğuna kendine ikna ettikleri için hiç düzeni değiştirmek akıllarına gelmiyor. Çok güzel bir yazı, Yasemin içinde çok güzel bir farkındalık olmuş. Ellerinize, emeğinize, ilminize sağlık..

    YanıtlaSil
  42. Bazı insanlarin kocaları tarafından şanslı olduğunu düşünürüz ama öyle değil. Bu konuda beni aydinlattiginiz için teşekkürler 🌸

    YanıtlaSil
  43. Sırf bedel konusunu bile bilsek, hayatımıza geçirsek ne çok şeyimiz güzelleşir.

    YanıtlaSil
  44. elinize sağlık, çok doğru nerede aşırı ilgi ve emek var ve karşılığı da alınamıyorsa orada hep bir problem oluyor.

    YanıtlaSil
  45. ne kadar tanıdık bir öykü, kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  46. Zaliha Arıcan31 Aralık 2023 23:41

    Yaziyi okurken ayni kendimin de bu şekilde davrandigimi, herkesi memnun etmeye calişarak daha mutlu olunacaginin yanilgisini gördüm. Kaybeden ise hep ben oldum. Ben hep kendi başimin caresine bakmak zorunda kalirken, hic kimseden birsey beklemiyorken herkese faydali olmak icin cirpinip durdum...Oysa herkes gayet de rahatti. Bir tek bende buyuk bir emek ve bedel vardi. Ama elhamdülillah şu an cogu seyi toparlamayi başardim. Daha da iyi olacagim insaallah...

    YanıtlaSil
  47. Herkese ederi kadar kıymet vermek şazım. Birşeyin fazlası hep zarar... emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  48. Ben de eskiden bazı kadınların şanslı olduğunu düşünürdüm. Böyle bilgileri aldıktan sonra o düşüncenin yanlış olduğunu anladım☺️ Rahatladım...

    YanıtlaSil
  49. Ya bu bedel konusunu anlamak çok güzel.. inşAllah da uygulayanlardan oluruz

    YanıtlaSil
  50. Bu hayatta hiç bir şeyin başı boş değil
    ,sizde bunu çok güzel anlamışsınız
    Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  51. Bazen o yağmur gerekiyor aklımızın tozunu alması için

    YanıtlaSil
  52. Bir yazı bu kadar yüzleştirebilir

    YanıtlaSil
  53. Bedel - beklenti kısacası bir yazıyla o kadar çok konu anlatılıyor ve ince ince içimize işliyor ki , sadece bu yazıda değil bir çok örneği var derslerde bile konular hayatımızdan ve biz farkında olmadan bizi doğruya yönlendiren yasalarla hareket etmeye başlıyoruz . İnşallah yasaları hayatımıza doğru bir şekilde uygulayarak huzurlu bir yaşamı tercih ederiz ..

    YanıtlaSil
  54. Ne kadar gerçekçi nokta atışı tespitler hayatı başkalarını mutlu etmek için harcarken aslında kendi öykümüzden uzaklaştığımızı anlatıyor emeğinize sağlık 💐

    YanıtlaSil
  55. Allahverdiyeva Xumar26 Mart 2024 14:49

    “İnsanların sana nasıl davranacağını, senin davranışların belirler.” Acı ama çok gerçek. Hatırlattığınız için sağolun.

    YanıtlaSil
  56. Bana bu öyküyü verenin benden beklediği tepkileri vermek nasip olsun inşALLAH

    YanıtlaSil
  57. Aynur Güzel1 Nisan 2024 08:16

    İnsanların istekleri aynı olunca problemleri nasıl da aynı oluyordu,kendi filmimi İzler gibi okudum yazınızı. Hayatımızdaki insanları nasıl nankörleştirdiğimizi ve nasıl zalimleştirdiğimizi hikayenin içindeyken göremiyoruz da böyle dışarıdan okuyunca o kadar net anlıyoruz ki kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  58. Bir çok insanın yaşadığı sorun güzel ve akıcı bir dille anlatılmış elinize sağlık.
    Bu hayatta daha çok sevilmek için rahatlık tuzağına soktugumuz her insanın zulmüne maruz kaliriz. Yanlış yerlere bedel ödemenin insanın ömrünü tüketmesi de cabasi

    YanıtlaSil
  59. Bedelimizi bize emek verenlere çevirsek hayat çiçek açıyor 🌹

    YanıtlaSil
  60. İnsanın ödediği bedeller, tüm hayatını dizayn ediyor. Böyle bir makale okuma sonrası, insan düşünmez mi? Ben bedel ödeyen mi? Bedel çalanmıyım?

    YanıtlaSil
  61. Bizim için zorlanan için değerleyiz

    YanıtlaSil
  62. Herkesin kendini bulacağı bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık 🌿

    YanıtlaSil
  63. Bazen gerçekler yüzümüze çarpılmadan anlayamıyoruz, rahatlık tuzağına düşürdüğümüz insanlar, onlara ödenen bedellerin acısı.. Muhteşem bir yazı olmuş, hepimizin hayatından bir kesit var sanki, tek solukta okudum, çok teşekkürler💕

    YanıtlaSil
  64. Günümüzün kadınlarını ne kadar da güzel anlatmışsınız... Kadınlar gerçek değerini fark ettikçe, ilişkiler, aileler daha da düzelecek ☺️🥰

    YanıtlaSil
  65. Çok samimi ve içten bir aktarım olmuş, emeğinize sağlık... Bedeli ve onun değerini anladığında, insanoğlu kendi değerini de bulmuş olacak...

    YanıtlaSil
  66. O kadar gerçek ki her an gerçekleşen bir senaryo
    .. Bedel dengesi bozulmuş bir ilişki nasıl da güzel anlatilmis ..😊 teşekkürler elinize sağlık

    YanıtlaSil
  67. İnsan insanın yanaımasıdır senin görüntü Ne ise yansımasıda o oluyor 🌿

    YanıtlaSil

Yorum Gönder