Susuyorsak Bir Sebebi Var!

Sosyal medyada gördüğüm bir yazı oldukça etkilemişti beni…

“10 yıllık arkadaşım bir yıldır konuştuğu görüştüğü erkek arkadaşını bize söylememiş. Dün akşam aile arasında söz kesmişler, onu da söylemedi. Neden sakladın diye sorunca; nazar değerdi diyor. Ben de su içsem anlatıyorum sonra su boğazımda kalıyor…”

Ne düşündürücü öyle değil mi? Halbuki bizim en iyi yaptığımız şeylerden biri; güzel bir şeyleri hemen çevremize aktarmak, mutluluğumuzu paylaşmak… Burada niyetimiz sevincimizi paylaşmaktı halbuki… Sürecimize iyi bir niyetle başlıyoruz aslında. Fakat sonrasında olaylar hemen patlak veriyor. Halbuki güzel bir şey yapmıştık; sevdiklerimizle mutluluğumuzu paylaşmıştık. Bunda ne vardı ki? Niyet temiz, anlatılan güzel, işin ucunda keyif de var… Eee sorun nerede ki?!

Yeni bir işe başladığımızda işin güzelliğinden, parasından pulundan, patronun iyiliğinden, ortamın güzelliğinden bahsederiz.

Yeni ev ya da araba aldığımızda hemen sevdiklerimize evimizi göstermek, arabamızla iki tur attırmak isteriz. Birde işin ıslatması; tatlı ısmarlaması var… 

“ Ooo hayırlı olsun, artık bir tatlını yeriz. Eee boşa almadın yani, bizi de görürsün. Bilmem ne kadarlık evin var, araban var, maaşını hiç demiyorum bile! …”

Maaş kutlaması, ev-araba kutlaması derken bizim ne çok tatlı yiyesimiz varmış, öyle değil mi? Herşeyi kutlamak istiyoruz. Kutlayalım tabi, tatlısını da yiyelim ama ne zaman? 

Peki ya sonra? 

“Aksilikler hep beni bulur zaten! Bir de geldi mi hepsi üst üste gelir!” 

“Ben tam bir bahtsız bedeviyim, kesin ya!”

“Hayat beni neden yoruyorsun!”

En son geleceğimiz noktaya geldik bile. Hayata, kadere, çemberinden geçtiğimiz feleğe taş atmalar, çamur atmalar…

Ne güzel başlamıştı öyle değil mi? Mutluluklar havada uçuşurken ne zaman ki ben konuşmaya başladım her şey kursağımda kaldı. 

Sussam gönül razı değil, susmasam sonuç ortada… Kaçan bir şeyler var ama ne ?

Bizim fark etmediğimiz gizemli bir sır mı var acaba? Neden bazılarının işi tıkır tıkır giderken, bizimkiler patlıyor? Neden konuşunca işin büyüsü bozuluyor ki? Konuşmayanın ki, anlatmayanın ki gayet güzel giderken sorun konuşup anlatmakta mı?

Kilit Nokta: Başta aktarmamak ve olayın keyfini en başında yaşamamak.

Her güzel olayın başında sessiz kalmak ve saklamak vardır. Yeni doğum yapmış anneyi düşünün… Ne de güzel yaşar lohusalığını kırk gün boyunca biricik evladıyla… Soyutlarlar kendilerini, baş başa kalırlar. Dış dünyayla iletişimi en az seviyede tutarlar, böylece yavaş yavaş alışırlar birbirlerine araya başka şeyler girmeden…

Evliliğin başında da bu yok mudur? Eşler birbirine alışsın diye ilk zamanlar dışarısıyla bağları olmaz, evde ne varsa o. Eskiden, büyüklerimiz ne de uyumlu yaşarlarmış hayatla.  

Sonradan insanların her şeyi ortalıkta yaşaması moda oldu sanki. Sosyal medyalarda paylaşım yaparak her anımızı aktarıyoruz; sonra gelsin beğeniler, gelsin yorumlar…

“İyi olan şeyler de işler rayına girene kadar saklanır.” 

Güzel olan gizlenir, güzel olan kıymetlidir ve saklanır. 

İşin bereketi en başında susmak; görmedim, duymadım, bilmiyorum…

Susmanın da bir sebebi var elbet. İşin başında baştan tatmin olmamanın, aktarım yapmayarak tüm gözleri üzerine çekmemenin bir anlamı, bir faydası var.

Aynı bir çiçek misali; bitki tüm süreçlerini tamamladıktan sonra çiçek açar. En başta demez “çiçek açıyorum baaak!” diye… Toprağına alışır, yerini sever, filizlenir ve en son çiçek açar. Doğaya bakarak öğreneceğimiz ne çok şey var öyle değil mi?

İyi şeylerin en başıdır: “Sessizlik!”. 

Tıpkı hastanelerde “Hişşt yapan hemşire” gibi… 

Keşke aklımıza gelse; yaptığımız her davranışta, yolunda giden işlerimizde, tadını çıkardığımız anlarda: Hiiişşttt! Sessizlik lütfen!

Sustuğumuzda gelir bereket…

Sustuğumuzda gelir fayda…

Sustuğumuzda hedefim amacıma uygun olur…

Susuyorsak bir sebebi var!

 *****

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Kim Kimdir? Semineri, insan tanıma becerilerimizi geliştirmek ve buna göre iletişimimizi daha kaliteli bir seviyeye getirmek için tasarlanmış özel bir programdır. Bu programda, insanları ve kendimizi daha nitelikli ve detaylı tanıyabilmek için ihtiyacımız olan bilgiler sunulur. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi İlişkide Ustalık Programı, kolayca anlaşılabilen, hemen hayatınıza alabileceğiniz, faydasını tüm ilişkilerinizde görebileceğiniz ve yine tüm ilişkilerinizde kullanabileceğiniz üst versiyon bir programdır. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Başarı Psikolojisi Semineri, benzersiz içeriğiyle baştan sona bir strateji eğitimidir. Tüm hayatınızda ve süreçlerinizde kullanabileceğiniz, kolayca anlayıp hemen hayatınıza alabileceğiniz ve faydasını toplamda kat kat görebileceğiniz stratejiler sunar.

*****