Öne Çıkan Yayın

Başarı Psikolojisi - DTÖ Seminerler

"El Alem Ne Der?" Çetesi

Soğuk ve puslu kış gününde sabah erkenden kalktı, salona gitti ve camları açtı. Hava amma da soğuktu, içi titredi. Şu an yatakta yatmak varken erkenden kalkıp evi temizlemek, akşam gelecek olan misafirlere hazırlık yapmak hiç de keyif vermiyordu.

Aysel, günlerin kısa olduğu şu günlerde hem evi temizlemek hem de misafire hazırlık yapmak için telaş ediyordu. Çalıştığı için her işi hafta sonu yapmak zorundaydı. Sadece hafta sonu vardı dinleneceği, şimdi sırası mıydı misafir ağırlamanın?  Bir hafta öncesinde eşi, gelenlerin oldukça kalabalık olacağını söylediğinde kendisine danışmadan misafir kabul ettiği için kızmıştı. 

Akşam için hazırlıkları çok telaşlı bir şekilde yapıyordu. Bir taraftan eşi bir taraftan da kızı yardımcı oluyorlardı ama ona bu yetmiyordu. Aslında eskiden tek başına çok kalabalık misafirler ağırlardı ama şimdi ne oluyordu da böyle telaşlanıyordu? Bir taraftan eşine kızıyordu. “Sırası mıydı şimdi misafir çağırmanın?” diye kendi kendine söyleniyordu. Bir taraftan da kızına şikâyet ediyordu. Şikâyet ettikçe de işler bir türlü bitmiyordu. Çünkü insan şikâyet ettikçe şikâyet edeceği olaylar çoğalır.

Aslında bir gün öncesi akşamdan Arapaşının hamurunu tepsilere pişirip dökmüştü. Şimdi de çorbasını yapacaktı. Bir de çayın yanına tatlı yapmak istiyordu. Bu telaşı karşısında dayanamayıp kızı; “Anne senin yapacağın ikramlıkların neler olduğunu ve sayısını gelecek olan misafirler biliyorlar mı?” diye sordu. 

“Yoo” dedi annesi.

“O zaman, bir tanesini eksik yapsan ne olur? Bak yetiştiremeyince kendine baskı yapıyorsun, çok telaş ediyorsun. Bize de bağırıyorsun, farkında değilsin. Gel bu tatlıyı yapma. Zaten misafirler akşam gelecek meyve de ikram edeceğiz. Bu misafirlere daha faydalı.” Aysel durdu, düşündü, kızı doğru söylüyordu. 

Eve gelen misafire ikramda bulunmak aslında insan ilişkileri için bir araçtır. Biz nedense günümüzde bunu amaç edindik. Önemli olan insan ilişkilerinde güler yüzlü olmak, içten samimi olarak davranabilmek. 

Aysel kızının dediğini yaptı. Erkenden işleri bitince biraz dinlendi. Misafirleri geldiğinde güler yüzlü ve samimi bir şekilde misafirlerini ağırladı. Üstelik Arapaşını misafirleri çok beğendi. Onca hazırlığın arasından Arapaşının tadı gece boyu konuşuldu, tarifi istendi. Bu soğuk kış gecesinde ikramlığın sıcak olmasından mıdır, Aysel’in samimiyetinden midir bilinmez ama insanların kalbi sıcacık olmuştu. Herkes memnun kalmıştı.

Aysel, akşam misafirliklerinde bile arkadaşlarının koca tabakları doldurarak hazırladığı ikramlıkları görüyordu. Kendinde bir baskı oluşturmuş, “El alem ne der” diye düşündüğü için çok ikramlık hazırlamak istemişti. “El alem ne der” diye bir çete olmadığını, bu çeteyi kendi kendine oluşturduğu baskıyla ürettiğini anladı o gece.

İnsan bu hayatta fark edilmek ister, kabul görmek, beğenilmek ister. Bunu da çoğu zaman miktarı artırarak yapar. Aysel “El alem ne der” baskısını miktarı artırarak yok etmeye çalışmıştı. Böylece daha etkili olacağını zannediyordu. Fakat Deneyimsel Öğreti der ki miktarı artırdığın şey ne ise onun insanlar üzerindeki etkisi azalır. Kalabalık ikram sofraları kurmanın kural haline geldiği çevresinde Aysel kınanmaktan, ayıplanmaktan korkuyordu.  “O da olsun bu da olsun, ayıp olur” diyerek hep miktarı artırmıştı.

O gece karşılaştığı sonuç bu yasa konusunda artık onu ikna etmişti. Hayatın yasalarına uyumlu yaşamak el alemin ne dediğine uyarak yaşamaktan çok daha konforluydu. Onca yıl kendisini bedenen zihnen ne kadar yorduğunu fark etti. Üstelik etrafındaki insanları da yıpratmıştı bu telaşıyla. Yatağa uzandığında yorgundu. Ama hayatına yeni kattığı bu gerçek bilginin de huzurunu taşıyordu kalbi. “El alem ne der” diyerek abarttığı sofraları anımsadı ve hafif bir tebessümle uykuya daldı...

 *****

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Kim Kimdir? Semineri, insan tanıma becerilerimizi geliştirmek ve buna göre iletişimimizi daha kaliteli bir seviyeye getirmek için tasarlanmış özel bir programdır. Bu programda, insanları ve kendimizi daha nitelikli ve detaylı tanıyabilmek için ihtiyacımız olan bilgiler sunulur. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi İlişkide Ustalık Programı, kolayca anlaşılabilen, hemen hayatınıza alabileceğiniz, faydasını tüm ilişkilerinizde görebileceğiniz ve yine tüm ilişkilerinizde kullanabileceğiniz üst versiyon bir programdır. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Başarı Psikolojisi Semineri, benzersiz içeriğiyle baştan sona bir strateji eğitimidir. Tüm hayatınızda ve süreçlerinizde kullanabileceğiniz, kolayca anlayıp hemen hayatınıza alabileceğiniz ve faydasını toplamda kat kat görebileceğiniz stratejiler sunar.

*****

 

Yorumlar

  1. Hayatımızda o kadar çok yerde "el alem ne der?" diyerek kararlar alıyoruz ki; mutsuzluk ve hoşnutsuzluk peşimizi bir türlü bırakmıyor. Oysa biz ne kadar gerçeğe yakın olursak o kadar mutlu ve huzurlu olacağız.

    YanıtlaSil
  2. Senelerce misafir ağırlarken "onu da yapayım, bunu da yapayım, yeni tarifler, değişik tatlılar..." derken kendim hiç hazırlanamadım. Hep en yorgun halimle ağırladım misafirlerimi. Ne kadar yanlış yapmışım.

    YanıtlaSil
  3. Evet hep yaşadığımız durum...Artık ne yapmamız gerektiğini biliyoruz tesekkurler

    YanıtlaSil
  4. Kaleminize sağlık Hocam. Sol Lob ,dokunsalları duyar gibiyim;" Bana ne elalemin ne dediginden, bence...."😉☺️

    YanıtlaSil
  5. Çok anlamlı bir yazı.. El alem ne der…

    YanıtlaSil
  6. El alem ne der çetesini, miktar arttıkça etki azalır yasasını yürürlüğe koyan Aysel tutuklamış :)

    YanıtlaSil
  7. Bir şeyin miktarını artırdığımızda gerçekten etkisi pek olmuyor. Teşekkürler💐

    YanıtlaSil
  8. Ellerinize sağlık çok güzel

    YanıtlaSil
  9. Kesinlikle yasalara uyumlu yaşamak, ön görü sahibi olmak, ne neyden kaynaklanıyor, sebeplerin sonuçları nereye varır görebilmek mükemmel bir konfor…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şükürler olsun, daha da artsın

      Sil
  10. Ah şu elalem kelimesi küçüklüğümden beri kalbimde yaraydi resmen bu seminerlere kadar

    YanıtlaSil
  11. El alem ne der diye yaşamak gerçekten çok zor..düzeltebilmek dileğiyle.. elinize sağlık..🍀

    YanıtlaSil
  12. Elalem ne der çetesini kendi elleriyle oluşturur insan...

    YanıtlaSil
  13. Çok tanıdık geldi bana 😅
    eve misafir geleceği zaman evde bir fırtına kopması, günler öncesinden başlayan hazırlıklar …O hazırlığa rağmen bir de üstüne az mı oldu acaba sorusu 🥴

    YanıtlaSil
  14. Hayatımızın bir çok yerinde el alem ne der diye yaptığımız yapmadığımız bir çok şey olabiliyor.
    Babam, annem, kocam, arkadaşım ne der diye düşünüp gerçekte allah ne der diye bakabiliyormuyuz?

    YanıtlaSil
  15. Çok güzel bir yazı şükür kurtulduk elalem ne derden

    YanıtlaSil
  16. El alem ne der diye çok zarar gördüğümüz pek çok konu var. Farkındalık oluşturduğunuz için teşekkürler

    YanıtlaSil
  17. El alem ne der? Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  18. Misafir güler yüzle ağırlanınca keyif alıyor, tecrübe ettim. ikramı abartmanin hakikaten anlamı yok...

    YanıtlaSil
  19. Yasaları bilince insan nasıl hızlı ve doğru kararlar veriyor
    Güzel bir yazı emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  20. Büyürken de öyle değil miydi? Kızım aman ha elalem ne der? Korku, pısırıklık, çekingenlik, kızsın yapma elalem ne der tabuları, oysaki bireyin kedisini bilmesi karşısındakini bilmesi. Bütün mesele ben kimim sen kimsin miş? Kaleminize sağlık hocam.

    YanıtlaSil
  21. Programlarınız sayesinde bu çeteyi düşünmekten, kendimi gereksiz yıpratmaktan kurtuldum. Yakınımdaki herkese deli gibi tavsiye etmemin sebebi bu :) teşekkür ederim...

    YanıtlaSil
  22. Zanlarımızı gerceğe dönüştürmek için biraz cesaret gerek... Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  23. Hayatımızın her köșesinde "miktar"la ilgili düștüğümüz yanılsama ve çözümü bu kadar yalın ve güzel anlatılabilirdi.
    Elinize sağlık, vaktinize bereket!

    YanıtlaSil
  24. İnsanlara göre değil gerçeğe göre hareket etmek insana huzur ve mutluluk veriyor. Yoksa ben ne yaptım bu insanlara, ne yapsam yaranamıyorum, çok yoruldum; kısır döngüsünü yaşıyor insan.
    Halbuki ölçü belli, biraz düşünmeli üzerine.
    Güçlü bir iradeyle sağlıklı seçimler yapabilmek ve olgunlukla da bunu süsleyebilmek niyetiyle; kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  25. Ne kadar sık yaptığımız hatayı ne güzel anlatmışsınız...

    YanıtlaSil
  26. El alemin var olmadığını anlabilmek ümidiyle

    YanıtlaSil
  27. El alem ne der diye yasamayali daha mutluyum⭐

    YanıtlaSil
  28. El alem sürekli birşey der de dediği bana fayda veriyor mu oraya bi bakmak lazım 😊

    YanıtlaSil
  29. Gülendam elalem ne der diye yaşarsak kendimiz için çok önemli olan sosyal veya yaşamsal değerleri layıkıyla yaşayamayız, elalem ne derden ziyade yaşamımızda önem arzeden bizim hayatımız için çok önemli olan aktivitelere odaklı yaşamamız bence bizlere huzur ve mutluluk getirir 🙋‍♀️💕

    YanıtlaSil
  30. Hayatın yasalarına uyumlu yaşamak el alemin ne dediğine uyarak yaşamaktan çok daha konforluydu. Emeğinize sağlık 🌺

    YanıtlaSil
  31. Başkası ne der diye yaşanan gercekten hayat boşunadır...

    YanıtlaSil
  32. Zaten insan bu nedenle kendine zulmedip duruyor. Bir de kim ne derse desin çetesi var. Ortası bulunur inşallah☺

    YanıtlaSil
  33. evet gerçekten de öyle değil mi? benim sofram Ayşe hanımınkinden daha güzel olmalı, çeşidim daha fazla olmalı, insanlar bana daha çok iltifat etmeli, altta kalmamalıyım, hep bir yarış, hep bir miktara oynama... Oysa faydalı sağlıklı yiyecekler ikram etsek birde bunu güzel estetik ve samimi yapsak çok daha güzel olur.

    YanıtlaSil
  34. ellerinize sağlık yazınız için... ben de eskiden insanların misafir gittikleri yerde ikramlık beklentisi olur muydu diye hatırlamaya çalıştım... bazı yerlerde tek çeşit olurdu ama çok da ağızda tadı kalırdı... mesele ikram değil nasıl ikram ettiğimiz sanırım :)

    YanıtlaSil
  35. Şu elalem kim hep çok merak etmişimdir. Her yerdeler ama kimse tanımıyor. Ama hep onlara çalışıyoruz. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  36. Ne dediği neyi öğütlediği kıymetli gerçek makamı bulabilmek dileğiyle...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder