Şampiyonlar Ligi

Ayşegül üniversiteden yeni mezun olmuştu. Okulu uzatmadan bitirmenin, bu yükten kurtulmanın rahatlığı içindeydi. Ama şimdi yeni bir problemi vardı: iş bulmak… Aslında nereden başlayacağını, ne yapacağını da pek bilmiyordu. Tek bildiği şey bir an önce bir işe girmesi gerektiğiydi. 

Çiftçi bir babanın kızıydı Ayşegül, bir de kardeşi vardı. Babası zor bir dönemden geçiyordu ve Ayşegül’ün ev ekonomisine bir an önce katkıda bulunması gerekiyordu. Aile olmak bunu gerektirirdi. Kardeşinin okulu devam ediyordu hala. 

Ertesi gün "bu düşüncelerden kurtulup yola koyulmanın vakti geldi" dedi ve bir liste oluşturdu. Özgeçmişini hazırladı. İş ilanlarına bakıp kendisine uygun olabilecekleri ayırdı. Sağa sola haber saldı.

Mahallede ablası gibi sevdiği Feride ile karşılaştı bir gün. Ayaküstü konuşup hasret giderdiler. “Akşama çaya bekliyorum” dedi Ayşegül. 

Çok özlemişti Feride ablasını. Çocukluğu, geçmişi demekti Feride onun için. Çaylarını içerken okul hayatından, derslerinden, arkadaşlarından konuşuldu. Aslında ikisinin de aklında en çok iş bulma konusu vardı.

Ayşegül babasının dar boğazdan geçtiğinden bahsetti ve eve katkıda bulunmak zorunda olduğundan… Maalesef Feride’nin de on yıldır çalıştığı iş yeri kapanmıştı. Feride de uzun süredir iş arıyordu; zorluklarla sınandığını anlattı uzun uzun. 

Ayşegül kendi durumunu unuttu bir anda, Feride’nin derdini dert edinmişti. 

Kendinde olmayanı başkası için istemek… Aslında insanın bereketi buradan geçiyordu.

Feride ablası için koşturmaya, onun için iş aramaya başlamıştı. Üstelik bu kadar ihtiyacı varken, böyle zor bir dönemden geçerken… Herkesin sadece kendisini düşündüğü şu dönemde, o başkasını da düşünerek aslında kendi bulacağı işin kalitesini dizayn ediyordu, hiç bilmeden, sadece iyi niyetle...

İnsan ya kıtlıkla ya da bollukla sınanıyor bu hayatta. 

Bu kadar büyük bir problemin olmasına rağmen hala karşındakini düşünebiliyor musun?

Yani sarp yokuşta ne yapıyorsun? 

Ay sonunu zor getiriyorum ama hala müşterimin faydasını düşünüyor muyum? 

Çocuğum olsun istiyorum ama olmamasına rağmen arkadaşımın çocuğuna kendi çocuğum gibi sevgiyle bakabiliyor muyum? 

Bekarım ve evlenmeyi çok istiyorum; buna rağmen kuzenimin düğününde kendi düğünüm gibi özenip koşturabiliyor muyum?

Çok yorgunken, hiç zamanım yokken annemin ihtiyaçlarını karşılayabiliyor muyum?

İşte insanı esas bereketlendiren, insana esas puan kazandıran bu. Onu bir üst lige çıkaran şey: “Kıtlıkta olmama rağmen, isteklerime rağmen egomun zıddında davranabilmek…”

Tıpkı Halil ve İbrahim’in bereketi gibi …

 *****

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Kim Kimdir? Semineri, insan tanıma becerilerimizi geliştirmek ve buna göre iletişimimizi daha kaliteli bir seviyeye getirmek için tasarlanmış özel bir programdır. Bu programda, insanları ve kendimizi daha nitelikli ve detaylı tanıyabilmek için ihtiyacımız olan bilgiler sunulur. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi İlişkide Ustalık Programı, kolayca anlaşılabilen, hemen hayatınıza alabileceğiniz, faydasını tüm ilişkilerinizde görebileceğiniz ve yine tüm ilişkilerinizde kullanabileceğiniz üst versiyon bir programdır. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Başarı Psikolojisi Semineri, benzersiz içeriğiyle baştan sona bir strateji eğitimidir. Tüm hayatınızda ve süreçlerinizde kullanabileceğiniz, kolayca anlayıp hemen hayatınıza alabileceğiniz ve faydasını toplamda kat kat görebileceğiniz stratejiler sunar.

*****