- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Öne Çıkan Yayın
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Hey gidi Fatma Ebe…Her doğumda alnından damla damla ter, yanında kaynamış su ve beyaz ak pak tülbenti ile yine bir doğum. Yine, yeniden bir sancıya;
‘’Yettim huu açın kapıyı…’’ diye çığlık çığlığa Fatma ebe. Kollarını sıvadı, “Bismillahirrahmanirrahim” dedi ve elini sıcak suya daldırdı. O kadar alışmış ki, elleri kıpkırmızı olmasına rağmen kendisi bir o kadar rahat…
“Gel yavrum… ha gayret çocuğum… dön yavrum…”
Ellerine doğduğum ebem Fatma ne kadar da güven verdin bana…
O gün hiç tereddüt etmeden oturuvermiştim avuçlarına da belimden kavrayıvermiştin diğer ellerinle…
Tülbentinin kenarından tel tel beyaz saçları çıkmış çakmak çakmak gözleriyle her doğum sonrası yine bembeyaz dişleri aydınlatıverdi odayı.
Hey gidi Fatma ebem…
Anacığım sancılar içerisinde ıkınırken tüm konsantrasyonu bir ben de bir anacığımda olan, güçlü bileği yumuşacık elleri olan fedakâr kadın.
-"Leyla hadi dayan! bak 3 oğlanın üstüne bir kız geliyor... Hadi dayan kızım, hadi Leyla !
“Hayata başlama yolculuğumdaki ilk motivasyon kaynağım…” diye iç sesimi
dinlerken birden ablamın ilk doğum yaptığı gün geldi gözümün önüne. Her şey ne kadar
sıralı ve sıradandı.
Annem;
‘’Hadi Semra! ablan çıktı doğumdan! Şimdi uyandığında çok ağrıları olur, malum sezaryen
sonrası çok ağrılı ve zahmetli kızım…” diye hızlı hızlı yürüyüp hızlı hızlı
konuşarak doğum odasına vardık.
Ne ilginç diye düşünmüştüm; fabrikasyon doğum, fabrikasyon duygular,
fabrikasyon ilişkiler…
Oysa hep merak ederim küçüklüğümden
beri hiç tanımadığım Fatma Ebe’ ye karşı olan bu hissiyatımın adı neydi diye? Neden
onu düşündüğümde sanki ben de bir emaneti kalmış da, onu vermek zorundaymışım
gibi hissettiğim şeyin adı neydi?
Kaç kez anlattırdım anneme doğduğum o
anı, bilmiyorum ama her seferinde içim gülüyor işte. Ama en çokta annemden
dinlemek öyle hoş ki…
Annem ve ben. Nedendir bilmem ama hoşuma
giden bir sürü şey vardı. Mesela sadece ben vardım annem için o anda. Canım
annem, o an doğum sancısını bile benim için çekiyordu. Ama en çokta bunu
annemden dinlemek hoştu.
İnsan ancak kendisine yapılan iyiliği unutmayarak güçlü bağlar oluşturabilirdi iki insan arasında. Tıpkı dağ sporcusunun, bir dağdan diğer dağa ancak sağlam bir bağ ile geçebildiği gibi…
Arkadaşa, eşe, ilişkilere, hayata geç kalmamak için vefalı olmak
gerekirdi. İlişkide şifadır daha önceki yapılan güzellikleri, yaşanılan hoş
anıları unutmamak. Hiç tanımadığım bir insana karşı hissettiğim duygunun adı tam
da bu olsa gerek: Vefa. Yüreğinde taşıdığın vefa ilişkide sürekliliğin membaıdır.
Keşke Fatma Ebe’ yi bir kez görüp
ellerini öpüp teşekkür edebilseydim. Dünyaya gelirken ilk iyiliği gördüğüm ellerine
doğduğum Fatma ebem.
Deneyimsel Tasarım öğretisi der ki;
“Vefalı olmak insanı nankör
olmaktan uzak tutar.”
Oysa insan yaşadığı gerçeğin o kadar
uzağında ki! Bugünkü ilişkileri düşündüm de ne kadar da kaygan zemin üzerinde birlikteliklerimiz.
Sürekli şikayet ve oldukça tatmini
düşük platformda sürdürülmeye çalışılan ilişkiler. İnsan kendisine yapılan
iyilikleri, güzellikleri, etrafına ve ilişkilerine karşı bu kadar kör yaşarken
nasıl görebilirdi ki ?!
Fabrikasyon doğum, fabrikasyon
duygular ve fabrikasyon ilişkiler. Tıpkı banttan alınıp paketlenen fabrika
ürünleri gibi soğuk. Oysa Fatma Ebe’ nin
şevk ve ümit verirken alnındaki ter ve anacığımın sancı sancı kıvranırken,
tamamlanmasını beklediği doğum kadar güzeldi hayat. Tüm yorgunluğu acısı bu
sonuca değmez miydi? Tüm anne-çocuk ve tüm aile için değmez miydi? Aslında
yaşadığımız hayatın kendisi de bu değil miydi? Yeni giydirdiği kıyafetimi
hemencecik kirlettiğim, kardeşimin eriğini yediğim için annemden yediğim azar
gibi güzel değil miydi? Azarlarken öğreten, korkuturken gözlerinin içindeki;
-‘’Sana kıyamıyorum evladım…’’
cümlesini hissettiren anne kadar güzel değil miydi hayat?
-‘’Hem merdivenden düşen benim, canı
acıyan benim hem de neden düştün diye annemden
paparayı yiyen benim… Bu nasıl iş?” diye kafamdaki bi dünya soruları
düşünürken….
Gece sıcak yatağından kalkıp elini
alnıma koyup ateşime bakıp üzerimden kaymış olan yorganı örten o kadını görene
kadardı sorularımın ömrü.
Şimdi anacığım 81 yaşında… Babamı
kaybettiğimden beri annem; hem annem, hem de babamın emanetiydi artık.
Seviyorum annemi.
Geç kalırsa insan vefanın adı pişmanlık
olur.
Ben sana geç kalmak istemiyorum annem.
Sen, ben ve biz hayattayken seni yaşamak istiyorum. İnsan elinden kayıp
gidenlere üzülüp hiç bir şey yapmayarak elinde olanlardan mahrum olur.
Dönüp baktığında kim var, kimler var ve ne var ?
Eşin…
Evladın…
İşin…
Kardeşin…
Dostların…
Kitapların…
Sağlığın …
Üzerinde zaman işleyen ne varsa…
Geç kalmamalı …
İnsan ilişkilerine yani hayata geç
kalmamalı.
Vefalı olup hayatı yakalamalı…
*****
Deneyimsel Tasarım Öğretisi Kim Kimdir? Semineri, insan tanıma becerilerimizi geliştirmek ve buna göre iletişimimizi daha kaliteli bir seviyeye getirmek için tasarlanmış özel bir programdır. Bu programda, insanları ve kendimizi daha nitelikli ve detaylı tanıyabilmek için ihtiyacımız olan bilgiler sunulur.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi İlişkide Ustalık Programı, kolayca anlaşılabilen, hemen hayatınıza alabileceğiniz, faydasını tüm ilişkilerinizde görebileceğiniz ve yine tüm ilişkilerinizde kullanabileceğiniz üst versiyon bir programdır.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi Başarı Psikolojisi Semineri, benzersiz içeriğiyle baştan sona bir strateji eğitimidir. Tüm hayatınızda ve süreçlerinizde kullanabileceğiniz, kolayca anlayıp hemen hayatınıza alabileceğiniz ve faydasını toplamda kat kat görebileceğiniz stratejiler sunar.
*****
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Vefalı olmak ne güzel bir karakter her insana yakışan… Kaleminize kuvvet, çok güzel anlamlı bir yazı olmuş. 🖋️🌺
YanıtlaSil❤️
SilHiç görmediğin birine dahi vefa duygusu, nasil kıymetli bir şey. Samimi ve içten vefanin önemini hatırlattığınız için teşekkürler, ellerinize sağlık.
YanıtlaSil❤️
Silİnsan herkesten vefa bekliyor yapılanlar sonrası onun da iyiliği unutmaması insanın çok hoşuma gidiyor.... Vefalı olmasını istediklerim de okur inşallah:)
YanıtlaSilEmeklerinize sağlık...
YanıtlaSilYazıyı okurken hey gidi günler dedim ve kendi annemin doğumları geldi aklıma. Eskiler ne kadarda doğaldı.
YanıtlaSilMuhteşem bir farkındalık,hepimize katkı olsun🌹 Peygamber (S.A.V.) Sünneti🌹,"İslam'la " Kalın ,,,
YanıtlaSilVefa... Günümüzde unuttuğumuz asil kelime. Bir anne üzerinden aktarılan vefa. Annelerimize ne kadar dua etsek az. İyi ki varlar... Yazarın emeğine sağlık. Ne de güzel anlatmış...
YanıtlaSilEmeğinize sağlık vefayı ne kadar güzel anlatmışsınız 👏🏻
YanıtlaSil❤️
SilHey gidi heyyyy
YanıtlaSilOkurken gözlerim dolduysa, muhtemelen siz de yazarken ciğerinizden kaleminize kan çekmissiniz dir. Vefa daha güzel bir konu ile işlenemezdi, maşallah kaleminize
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim ışık oldunuz💐
YanıtlaSilVefalı insan olabilmek…
YanıtlaSilKaleminize sağlık…
Merhaba,Vefa ve Hayatı yakalamak...bana yol açtınız ve cesaret verdiniz. Arayıp sorcagim sarilacagin insanlara karşı ...tesekkurler
YanıtlaSilTanımadığın ama sana emeği olduğuna inandığın birine duyduğun vefa, samimiyet ve görme arzusu ne kadar kıymetli.. onu bu kadar kıymetli yapan neydi? Bu kadar az kişide olması mı..
YanıtlaSilkaleminize sağlık çok güzel bir yazı olmuş.
Kaleminize sağlık... Zahmet ile Rahmeti ne kadarda güzel verilmiş... Teşekkür ederim..
YanıtlaSilKaleminize sağlık ✨
YanıtlaSilHem düşen hem canı acıyan hem paparayı yiyen ben... Gece ateş içindeyken kalkıp kontrol edenle bir güzel boyayan insanın aynı olması ne ilginç. Bu kadar sevgi emek varken ilgisiz kalamaz ki insan. Ne güzel yaşamlar...
YanıtlaSilVefalı olmak gerçekten nankörlükten uzak tutuyor
YanıtlaSilÖncelikle kaleminize sağlık🌺 Yaradanı bilen , hakkıyla tanıyan önce ona vefalı olmaya gayret ediyor ve beraberinde onun rızası için yarattıklarına vefa gösterme gereği duyuyor . Duygusal açıdan evvel insani sorumluluğumuz vefa . Rabbim önce kendisine sonrada yarattıklarına hakkıyla vefalı olmayı nasip eylesin hepimize, Amin .
YanıtlaSilVefa insanı insan yapan duygulardan biridir.bize yapılan iyiliği hatırlayıp ,kendi yaptığımız iyilikleri unutmamız, kişiliğimizin gelişmesi ile orantılıdır
YanıtlaSilGeç kalırsa insan vefanın adı pişmanlık olur. Elinize sağlık
YanıtlaSilÇok teşekkür ederiz.İyi bir muhasebe oldu benim için.Ümit veren bir yazı olmuş. O kadar gerçekki kendi hayatıma döndüm...
YanıtlaSilVefa bekliyoruz herkesten peki biz ne kadar vefalıyız?
YanıtlaSilHey gidi Fatma ebe,hey gidi emek, hey gidi çaba ,hey gidi iyilik...hayata bi dünya Vefa borçluyuz.Teşekkürler
YanıtlaSilVefalı olmak gerekir
YanıtlaSilCanım annem, eli öpülesi ve kıymet bilinesi ilk insan. Umarım yetiştirdiğinde senin gibi vefalı olur. Güzel yazı için teşekkür ederim.
YanıtlaSilYazarın kalemine yüreğine sağlık çok güzel bir yazı olmuş
YanıtlaSilVefa galiba samimiyetin getirdiği bir duygu
YanıtlaSilSöylenenle yüreğin uyumu.. İyiliği unutmamak.. Vefalı olalım ki vefa ile karşılaşalım...
Silİnsanı insan yapan bir duygu vefa ….
YanıtlaSilo kadar uzaklaştık ki bu duygulardan yazıda eski güzel insanlar umut , mutluluk hasret kıymet vermek aldı götürdü beni… bu zamanın duyarsızlığı ve vefasızlığı bizim hatırlamaya ihtiyacımız var …
Gerçekten güzel bir yazı olmuş. 👏🏻
YanıtlaSilİnsanın vefalı olanı güzel.
Nankör olmayan insanların ortak özelliklerinden biri VEFALI olması.
Vefa sahnelerinde adımızı hayrda geçirecek sebeplerimiz olsun inşALLAH
YanıtlaSilİlişkilerimizdeki bağ kuvvetli olmasa nasıl bir hayatımız olurdu? Aynı bir yaprak gibi.. Düştüğümüzde elimizi tutacak bir insana ihtiyaç duyarız.. Neden? Çünkü muhtacız... Bağlarımızı sıkı tutup, yapılan iyiliği unutmamak en çok kişinin kendine iyi gelen bir şey.. İhtiyacım.. Dostluklar için doğru sebep..
YanıtlaSil