Öne Çıkan Yayın

Başarı Psikolojisi - DTÖ Seminerler

Fatma Ebe

Hey gidi Fatma Ebe…Her doğumda alnından damla damla ter, yanında kaynamış su ve beyaz ak pak tülbenti ile yine bir doğum. Yine, yeniden bir sancıya;

‘’Yettim huu açın kapıyı…’’ diye çığlık çığlığa Fatma ebe. Kollarını sıvadı, “Bismillahirrahmanirrahim” dedi ve elini sıcak suya daldırdı. O kadar alışmış ki, elleri kıpkırmızı olmasına rağmen kendisi bir o kadar rahat… 

“Gel yavrum… ha gayret çocuğum… dön yavrum…”

Ellerine doğduğum ebem Fatma ne kadar da güven verdin bana… 

O gün hiç tereddüt etmeden oturuvermiştim avuçlarına da belimden kavrayıvermiştin diğer ellerinle… 

Tülbentinin kenarından tel tel beyaz saçları çıkmış çakmak çakmak gözleriyle her doğum sonrası yine bembeyaz dişleri aydınlatıverdi odayı. 

Hey gidi Fatma ebem…

Anacığım sancılar içerisinde ıkınırken tüm konsantrasyonu bir ben de bir anacığımda olan, güçlü bileği yumuşacık elleri olan fedakâr kadın.

-"Leyla hadi dayan! bak 3 oğlanın üstüne bir kız geliyor... Hadi dayan kızım, hadi Leyla !

“Hayata başlama yolculuğumdaki ilk motivasyon kaynağım…” diye iç sesimi dinlerken birden ablamın ilk doğum yaptığı gün geldi gözümün önüne. Her şey ne kadar sıralı ve sıradandı.

Annem;
‘’Hadi Semra! ablan çıktı doğumdan! Şimdi uyandığında çok ağrıları olur, malum sezaryen sonrası çok ağrılı ve zahmetli kızım…” diye hızlı hızlı yürüyüp hızlı hızlı konuşarak doğum odasına vardık.
Ne ilginç diye düşünmüştüm; fabrikasyon doğum, fabrikasyon duygular, fabrikasyon ilişkiler…

Oysa hep merak ederim küçüklüğümden beri hiç tanımadığım Fatma Ebe’ ye karşı olan bu hissiyatımın adı neydi diye? Neden onu düşündüğümde sanki ben de bir emaneti kalmış da, onu vermek zorundaymışım gibi hissettiğim şeyin adı neydi?

Kaç kez anlattırdım anneme doğduğum o anı, bilmiyorum ama her seferinde içim gülüyor işte. Ama en çokta annemden dinlemek öyle hoş ki…

Annem ve ben. Nedendir bilmem ama hoşuma giden bir sürü şey vardı. Mesela sadece ben vardım annem için o anda. Canım annem, o an doğum sancısını bile benim için çekiyordu. Ama en çokta bunu annemden dinlemek hoştu.

İnsan ancak kendisine yapılan iyiliği unutmayarak güçlü bağlar oluşturabilirdi iki insan arasında. Tıpkı dağ sporcusunun, bir dağdan diğer dağa ancak sağlam bir bağ ile geçebildiği gibi…

Arkadaşa, eşe, ilişkilere, hayata geç kalmamak için vefalı olmak gerekirdi. İlişkide şifadır daha önceki yapılan güzellikleri, yaşanılan hoş anıları unutmamak. Hiç tanımadığım bir insana karşı hissettiğim duygunun adı tam da bu olsa gerek: Vefa. Yüreğinde taşıdığın vefa ilişkide sürekliliğin membaıdır.

Keşke Fatma Ebe’ yi bir kez görüp ellerini öpüp teşekkür edebilseydim. Dünyaya gelirken ilk iyiliği gördüğüm ellerine doğduğum Fatma ebem.

Deneyimsel Tasarım öğretisi der ki;

Vefalı olmak insanı nankör olmaktan uzak tutar.”

Oysa insan yaşadığı gerçeğin o kadar uzağında ki! Bugünkü ilişkileri düşündüm de ne kadar da kaygan zemin üzerinde birlikteliklerimiz.

Sürekli şikayet ve oldukça tatmini düşük platformda sürdürülmeye çalışılan ilişkiler. İnsan kendisine yapılan iyilikleri, güzellikleri, etrafına ve ilişkilerine karşı bu kadar kör yaşarken nasıl görebilirdi ki ?!

Fabrikasyon doğum, fabrikasyon duygular ve fabrikasyon ilişkiler. Tıpkı banttan alınıp paketlenen fabrika ürünleri gibi soğuk. Oysa  Fatma Ebe’ nin şevk ve ümit verirken alnındaki ter ve anacığımın sancı sancı kıvranırken, tamamlanmasını beklediği doğum kadar güzeldi hayat. Tüm yorgunluğu acısı bu sonuca değmez miydi? Tüm anne-çocuk ve tüm aile için değmez miydi? Aslında yaşadığımız hayatın kendisi de bu değil miydi? Yeni giydirdiği kıyafetimi hemencecik kirlettiğim, kardeşimin eriğini yediğim için annemden yediğim azar gibi güzel değil miydi? Azarlarken öğreten, korkuturken gözlerinin içindeki;

-‘’Sana kıyamıyorum evladım…’’ cümlesini hissettiren anne kadar güzel değil miydi hayat?

-‘’Hem merdivenden düşen benim, canı acıyan benim hem de neden düştün diye annemden paparayı yiyen benim… Bu nasıl iş?” diye kafamdaki bi dünya soruları düşünürken….

Gece sıcak yatağından kalkıp elini alnıma koyup ateşime bakıp üzerimden kaymış olan yorganı örten o kadını görene kadardı sorularımın ömrü.

Şimdi anacığım 81 yaşında… Babamı kaybettiğimden beri annem; hem annem, hem de babamın emanetiydi artık. Seviyorum annemi.

Geç kalırsa insan vefanın adı pişmanlık olur.

Ben sana geç kalmak istemiyorum annem. Sen, ben ve biz hayattayken seni yaşamak istiyorum. İnsan elinden kayıp gidenlere üzülüp hiç bir şey yapmayarak elinde olanlardan mahrum olur.

Dönüp baktığında kim var, kimler var ve ne var ?

Eşin…

Evladın…

İşin…

Kardeşin…

Dostların…

Kitapların…

Sağlığın …

Üzerinde zaman işleyen ne varsa…

Geç kalmamalı …

İnsan ilişkilerine yani hayata geç kalmamalı.

Vefalı olup hayatı yakalamalı… 


 *****

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Kim Kimdir? Semineri, insan tanıma becerilerimizi geliştirmek ve buna göre iletişimimizi daha kaliteli bir seviyeye getirmek için tasarlanmış özel bir programdır. Bu programda, insanları ve kendimizi daha nitelikli ve detaylı tanıyabilmek için ihtiyacımız olan bilgiler sunulur. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi İlişkide Ustalık Programı, kolayca anlaşılabilen, hemen hayatınıza alabileceğiniz, faydasını tüm ilişkilerinizde görebileceğiniz ve yine tüm ilişkilerinizde kullanabileceğiniz üst versiyon bir programdır. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Başarı Psikolojisi Semineri, benzersiz içeriğiyle baştan sona bir strateji eğitimidir. Tüm hayatınızda ve süreçlerinizde kullanabileceğiniz, kolayca anlayıp hemen hayatınıza alabileceğiniz ve faydasını toplamda kat kat görebileceğiniz stratejiler sunar.

*****

Yorumlar

  1. Vefalı olmak ne güzel bir karakter her insana yakışan… Kaleminize kuvvet, çok güzel anlamlı bir yazı olmuş. 🖋️🌺

    YanıtlaSil
  2. Hiç görmediğin birine dahi vefa duygusu, nasil kıymetli bir şey. Samimi ve içten vefanin önemini hatırlattığınız için teşekkürler, ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
  3. İnsan herkesten vefa bekliyor yapılanlar sonrası onun da iyiliği unutmaması insanın çok hoşuma gidiyor.... Vefalı olmasını istediklerim de okur inşallah:)

    YanıtlaSil
  4. Emeklerinize sağlık...

    YanıtlaSil
  5. Yazıyı okurken hey gidi günler dedim ve kendi annemin doğumları geldi aklıma. Eskiler ne kadarda doğaldı.

    YanıtlaSil
  6. Muhteşem bir farkındalık,hepimize katkı olsun🌹 Peygamber (S.A.V.) Sünneti🌹,"İslam'la " Kalın ,,,

    YanıtlaSil
  7. Vefa... Günümüzde unuttuğumuz asil kelime. Bir anne üzerinden aktarılan vefa. Annelerimize ne kadar dua etsek az. İyi ki varlar... Yazarın emeğine sağlık. Ne de güzel anlatmış...

    YanıtlaSil
  8. Emeğinize sağlık vefayı ne kadar güzel anlatmışsınız 👏🏻

    YanıtlaSil
  9. Okurken gözlerim dolduysa, muhtemelen siz de yazarken ciğerinizden kaleminize kan çekmissiniz dir. Vefa daha güzel bir konu ile işlenemezdi, maşallah kaleminize

    YanıtlaSil
  10. Çok teşekkür ederim ışık oldunuz💐

    YanıtlaSil
  11. Vefalı insan olabilmek…
    Kaleminize sağlık…

    YanıtlaSil
  12. Merhaba,Vefa ve Hayatı yakalamak...bana yol açtınız ve cesaret verdiniz. Arayıp sorcagim sarilacagin insanlara karşı ...tesekkurler

    YanıtlaSil
  13. Tanımadığın ama sana emeği olduğuna inandığın birine duyduğun vefa, samimiyet ve görme arzusu ne kadar kıymetli.. onu bu kadar kıymetli yapan neydi? Bu kadar az kişide olması mı..
    kaleminize sağlık çok güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  14. Kaleminize sağlık... Zahmet ile Rahmeti ne kadarda güzel verilmiş... Teşekkür ederim..

    YanıtlaSil
  15. Nurşerife Yılmaz15 Aralık 2023 00:06

    Kaleminize sağlık ✨

    YanıtlaSil
  16. Hem düşen hem canı acıyan hem paparayı yiyen ben... Gece ateş içindeyken kalkıp kontrol edenle bir güzel boyayan insanın aynı olması ne ilginç. Bu kadar sevgi emek varken ilgisiz kalamaz ki insan. Ne güzel yaşamlar...

    YanıtlaSil
  17. Vefalı olmak gerçekten nankörlükten uzak tutuyor

    YanıtlaSil
  18. Öncelikle kaleminize sağlık🌺 Yaradanı bilen , hakkıyla tanıyan önce ona vefalı olmaya gayret ediyor ve beraberinde onun rızası için yarattıklarına vefa gösterme gereği duyuyor . Duygusal açıdan evvel insani sorumluluğumuz vefa . Rabbim önce kendisine sonrada yarattıklarına hakkıyla vefalı olmayı nasip eylesin hepimize, Amin .

    YanıtlaSil
  19. Vefa insanı insan yapan duygulardan biridir.bize yapılan iyiliği hatırlayıp ,kendi yaptığımız iyilikleri unutmamız, kişiliğimizin gelişmesi ile orantılıdır

    YanıtlaSil
  20. Geç kalırsa insan vefanın adı pişmanlık olur. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  21. Çok teşekkür ederiz.İyi bir muhasebe oldu benim için.Ümit veren bir yazı olmuş. O kadar gerçekki kendi hayatıma döndüm...

    YanıtlaSil
  22. Vefa bekliyoruz herkesten peki biz ne kadar vefalıyız?

    YanıtlaSil
  23. Hey gidi Fatma ebe,hey gidi emek, hey gidi çaba ,hey gidi iyilik...hayata bi dünya Vefa borçluyuz.Teşekkürler

    YanıtlaSil
  24. Vefalı olmak gerekir

    YanıtlaSil
  25. Canım annem, eli öpülesi ve kıymet bilinesi ilk insan. Umarım yetiştirdiğinde senin gibi vefalı olur. Güzel yazı için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  26. Yazarın kalemine yüreğine sağlık çok güzel bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  27. Vefa galiba samimiyetin getirdiği bir duygu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Söylenenle yüreğin uyumu.. İyiliği unutmamak.. Vefalı olalım ki vefa ile karşılaşalım...

      Sil
  28. İnsanı insan yapan bir duygu vefa ….
    o kadar uzaklaştık ki bu duygulardan yazıda eski güzel insanlar umut , mutluluk hasret kıymet vermek aldı götürdü beni… bu zamanın duyarsızlığı ve vefasızlığı bizim hatırlamaya ihtiyacımız var …

    YanıtlaSil
  29. Gerçekten güzel bir yazı olmuş. 👏🏻
    İnsanın vefalı olanı güzel.
    Nankör olmayan insanların ortak özelliklerinden biri VEFALI olması.

    YanıtlaSil
  30. Vefa sahnelerinde adımızı hayrda geçirecek sebeplerimiz olsun inşALLAH

    YanıtlaSil
  31. Ayşe Füsun Temelci1 Nisan 2024 17:31

    İlişkilerimizdeki bağ kuvvetli olmasa nasıl bir hayatımız olurdu? Aynı bir yaprak gibi.. Düştüğümüzde elimizi tutacak bir insana ihtiyaç duyarız.. Neden? Çünkü muhtacız... Bağlarımızı sıkı tutup, yapılan iyiliği unutmamak en çok kişinin kendine iyi gelen bir şey.. İhtiyacım.. Dostluklar için doğru sebep..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder