Senin İyiliğin İçin

İnsan hayatta mutlu ve başarılı olmak ister. Yaptıklarının sonucunda karda olmak, dönüp geriye baktığında “İyi ki yapmışım” demek ister...

Aynı şeyi, sevdikleri için de düşünür. Bu yüzden, onların yerine kararlar alır bazen. Uygulanmasını ister, hatta ısrar eder, hatta zorlar, hatta ve hatta yakasına yapışır veeee

“Senin iyiliğin için” der…

Nazlı'nın hikayesi de böyleydi. Ailesi her zaman iyi niyetle onun iyiliğini isterdi. “Başarılı olsun, iyi yerlere gelsin yeter ki… Biz onun için elimizden geleni yaparız…” Ancak bu iyi niyet, zamanla Nazlı’yı hayatında kendi kararını veremeyen bir insana dönüştürmüştü. Nazlı kendi hayatını yaşamak yerine, başkalarının beklentilerini karşılamaya çalışıyordu.

“Evet, ama benim iyiliğim içinse ben neden bu kadar hayattan soğudum, bunaldım, daraldım…” 

Üstelik çevresinde bunun gibi çok örnek vardı… Arkadaşlarından duydukları, şahit oldukları… Bir süre sonra onlar da mutsuz, üzgün, hep ağlamaklı, hep kaçmak isteyen insanlara dönüşüyordu. Hepsinde ortak olan, kendi hayatını zorla yaşıyormuş hissiyatıydı…

• Ben hayata emir almaya gelmiş olabilir miyim?
• Patronlar sadece iş yerinde olmaz mı?
• Annem neden bu kadar patron?
• Babam neden bu kadar diretiyor bana?
• Bir insanın kaç tane yöneticisi olur?
• İnsan neden hayatıyla ilgili kararları kendisi veremez? 

Sorular kafasında dönüp duruyordu Nazlı’nın. Okuyacağı okulu, hangi mesleği seçeceği, yurt dışında nerede staj yapacağı, kimlerle arkadaş olacağı, hangi müzik aletini çalacağı belliydi. Mimar olmak istemesine rağmen, ailesi istediği için diş hekimi olmuştu. Kendisi için neyin iyi olacağına karar verilmişti çoktan.

Kiminle evleneceği de belliydi hatta… Ailesinin karar verdiği bir ailenin, kendi gibi ilk çocukları olan Kenan…

Sonra kendine dönüp işlerin neden böyle gittiğini düşündü. Küçüklüğünden beri sorumluluk verilmeyen, ne isterse hemen yerine getirilen bir çocuktu. Son model telefon, oyun bilgisayarları, ayakkabılar, saatler… Hemen her istediği olmuştu. Dışarıdan bakıldığında herkes bu imkanlara sahip olmak isterdi oysa. Peki, eksik hissettiği şey neydi?

Ailesinin planladığı, imkanlar sunduğu bir hayatı yaşıyordu Nazlı. Hiçbir şeyi kendisinin gibi hissetmemesi,  üzerinde emeğinin ve kararının olmamasındandı.

Anne baba olarak özenle davrandığı, üzerine titrediği evladını yine kendi yapıp ettikleriyle mutsuz edebilir insan. Her şey istedikleri şekilde yapıldığında, sonuca odaklanıp sevinirken, evladının ışığını söndürdüğünü göremeyebilir. 

Başkasının adına kararlar vermek, onun hayatından çalmaktır aslında…Bu, kendi çocuğun olsa bile…

Her insan, kendi hayatına sahip çıktığında, ilişkilerde dengeler korunur. Ancak bu şekilde, gerçek bir ilişki kurulmuş olur. 

 

 *****

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Kim Kimdir? Semineri, insan tanıma becerilerimizi geliştirmek ve buna göre iletişimimizi daha kaliteli bir seviyeye getirmek için tasarlanmış özel bir programdır. Bu programda, insanları ve kendimizi daha nitelikli ve detaylı tanıyabilmek için ihtiyacımız olan bilgiler sunulur. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi İlişkide Ustalık Programı, kolayca anlaşılabilen, hemen hayatınıza alabileceğiniz, faydasını tüm ilişkilerinizde görebileceğiniz ve yine tüm ilişkilerinizde kullanabileceğiniz üst versiyon bir programdır. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Başarı Psikolojisi Semineri, benzersiz içeriğiyle baştan sona bir strateji eğitimidir. Tüm hayatınızda ve süreçlerinizde kullanabileceğiniz, kolayca anlayıp hemen hayatınıza alabileceğiniz ve faydasını toplamda kat kat görebileceğiniz stratejiler sunar.

*****