Süt Gibi Başarılar

Pencereden dışarıyı seyrederken bir ses duydu Kerim.

“Süüüüüüüüüt”… Eğilip baktı, sütçü Hüseyin Abi gelmişti. Annesi çoktan aşağı inmişti bile. Yardım etmek için hemen koştu annesinin yanına. Hüseyin Abi aynı zamanda çok güzel top oynadığı için, mahalledeki çocuklar onu pek severdi. Maça denk geldiğinde ise elinde süt şişeleri ile topu bir güzel sıyrılıp alarak, gol attığı da oluyordu. Maç varsa sütleri bazen bırakıp, çocuklarla top oynardı.  Kan ter içinde kalır, ama yüzündeki o güzel tebessüm daha da artardı. Sonra nasıl sevilmesin Sütçü Hüseyin…

Sütleri doldururken sohbet etmeye başladılar. “Eee Kerim karnen nasıl geldi” diye sordu sütçü Hüseyin. “Takdir aldım Hüseyin Abi; ödül maçı yapar mıyız bu hafta?” Daha sorusu cevaplanmadan bir çocuk geldi yanlarına ve “sütleri dağıttım amca” dedi. “Kerim bak seni tanıştırayım bu benim yeğenim Yunus, karnesinde takdir getirdiği için benim yanımda çırak olarak çalışmaya hak kazandı. Satış yapmayı öğrenecek!” dedi ve gülümsedi. Kerim şaşırdı; nasıl yani? Ödül olarak çıraklık mı yapacaktı? 

Çünkü annesi Kerim’i hep, karnen kötü gelirse birilerinin yanında çalışmak zorunda kalırsın diyerek korkutmuştu. Annesi Kerim’e, karnen iyi olmazsa başarısız olursun, zorlanırsın, yeni şeyler yapamazsın demek istiyordu ama işte,  söyleme tarzı...

Hüseyin Abi, Kerim’in şaşkınlığını görüp;

“Hayat, hayatın içinde öğrenilir…

 İnsan ne kadar erken yaşta çırak olursa, o kadar erken yaşta usta adayı olur” dedi. 

 

Kerim 9 yaşındaydı ve etrafından hiç böyle bir cümle duymamıştı.

Oysa hayatın içinde insan bilmediği, ancak öğrenmeye başladığı her şeyin başında hep zorlanır, öyle değil mi? Yürümek için emekleyen, emeklemek için her defasında düştüğü halde kollarının üzerinde durmaya çalışan bebek İsmail’in, 5 yaşına geldiğinde kimsenin yetişemediği kadar hızlı koşabiliyor olması gibi ya da 15 yaşındayken bir saate şehriye çorbası yapan Zehra’nın şuan aşçı olması gibi. 

İnsan bu hayatta her yeni başlangıçta çırak olur. Yeni girdiği bir işte, açtığı işletmede, başladığı okulda, mezun olduğunda, evlendiğinde veya ebeveyn olduğunda…

Klavyeye değil de bilgisayar ekranına bakarak yazı yazan Esma gibi, elinde süt şişelerini dökmeden koşan ve hatta top oynayan Hüseyin Abi gibi ustaların bir zamanlar çıraklıkları olduğu gibi. Klavyeye basarken tek tek harflerin yerini bulmaya çalışan Esma ile sütleri taşırken zorlanan yerlere döken Hüseyin Abi, bugün iyi oldukları konuda başlangıçta çıraklık yaşadılar. 

Başarı, insanın sadece bir konuda bildiği ve öğrendiği şeyle yetinmesi ya da iyi imkânlara sahip olması demek değil. Çünkü hayatta her şeyi öğrenirken başında çıraklık olduğu için zorlanır insan. Mesele bu süreçten kaçmak yerine o sürecin çıraklığında olduğunu fark edebilmek. Eee büyükler boşa dememiş; “Her işin başı zordur.” diye. Aslında hayat bize, Hüseyin Abinin yeğeni Yunus’a verdiği ödül gibi, hayattaki tüm başarıların ödülünün çıraklıkta verir.

 *****

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Kim Kimdir? Semineri, insan tanıma becerilerimizi geliştirmek ve buna göre iletişimimizi daha kaliteli bir seviyeye getirmek için tasarlanmış özel bir programdır. Bu programda, insanları ve kendimizi daha nitelikli ve detaylı tanıyabilmek için ihtiyacımız olan bilgiler sunulur. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi İlişkide Ustalık Programı, kolayca anlaşılabilen, hemen hayatınıza alabileceğiniz, faydasını tüm ilişkilerinizde görebileceğiniz ve yine tüm ilişkilerinizde kullanabileceğiniz üst versiyon bir programdır. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Başarı Psikolojisi Semineri, benzersiz içeriğiyle baştan sona bir strateji eğitimidir. Tüm hayatınızda ve süreçlerinizde kullanabileceğiniz, kolayca anlayıp hemen hayatınıza alabileceğiniz ve faydasını toplamda kat kat görebileceğiniz stratejiler sunar.

*****