Gelişine Vurmak Hayata

 

İnsanlar bir yol tutmuş yürüyorlardı.

Gergin, telaşlı olanlar...

Almış kısa günün kazancını, tebessümle yoluna devam edenler... 

Adımları emin, tavırları sakin, nereye gideceğini bilenler…

Henüz karar verememişçesine  hüzünlü ve bastığı yeri bilmeden ilerleyenler... 

Defne ise kahvesi elinde, çantası sırtında kulağında müzik, kalabalığa karışmıştı. İşe geç kalmıştı ama dert etmiyordu. Son birkaç haftadır mutsuz olduğunu, hiç bir şeyin onu artık mutlu etmediğini fark etmişti. “Neler oluyor” diye duraksadı kalabalığın içinde... Sonra rutine dönüşen hayatın akışına karışıp akşam eve gelir gelmez attı kendini yatağa... 

Sabah oldu, yosun rengi koyu yeşil gözlerini kırpıştırarak açtı. Cep telefonuna ilişti gözleri, alarmı kapatmak, az daha uyumak istedi. Ama bu mümkün değildi. Çünkü birkaç alarmı üst üste kurmuştu. “Bugün önemli bir işim de yok, ne diye bu kadar alarm kurarsın” diye kendine söylendi. Anlık yaşayan ve kendine hedefler koyamayan biriydi.

İnsan anını yaşamalıydı ona göre; gelişine vurulmalıydı topa.. Gençliğinin tadını çıkarmalı, hayatını yaşamalıydı. Ne de olsa yetişkin olmuştu; ailesi de bir şey söyleyemezdi. Onun mutlu hayatına kimse karışamazdı. Gündüz çalışıyor, geceleri de sabaha kadar eğleniyordu. İstediği hayatı yaşıyordu…Yaşıyordu da bir şeyler eksik gibiydi; tatsız hissettiği anlar vardı. Saatlerini, parasını, sağlığını tüketiyordu mutlu olmak uğruna ama yine de çoğu zaman yataktan kalkmak bile istemiyordu. Her gece yatağa yattığında, bir daha yapmayacağım deyip, arkadaşları çağırınca, verdiği sözü neden unutuyordu? 

İnsan tüketirken onu hızlandıracak olanla birleşir, isteklerine engel olacak kişilerden de uzaklaşır.

İnsan kendi seçimlerinin sonucunu yaşar. Ya yaptığı yanlış seçimlerinin bedelini, ya da doğru seçimlerinin bedelini öder. Ama mutlaka bir bedel, bir çaba, bir emek vardır bu hayatta… İster doğruya ister yanlışa…  

Hayat sana ödetir, ödemek istemediklerini hem de hiç ödemek istemediğin zamanda… 

İçinden nasıl çıkacağını bilemeden geçer günleri… Her gün daha da fazlasını yaparak mutlu olmaya çalışır durur. 

İşte burada neler oluyor diye sormaya başlar insan.  

Mutluluk varılacak bir durak değil, yolculuğun kendisidir.  

Ya da insan akıl etmez, hiç akıl erdiremez ve savrulur gider.   

Ve öykünün sonunda şunu yazarlar;

Bir yere varamamış hayatlar, 

Bir duvar örememiş hayatlar, 

Bütüne çıkamamış hayatlar, 

Büyük resmi görememiş hayatlar…

 *****

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Kim Kimdir? Semineri, insan tanıma becerilerimizi geliştirmek ve buna göre iletişimimizi daha kaliteli bir seviyeye getirmek için tasarlanmış özel bir programdır. Bu programda, insanları ve kendimizi daha nitelikli ve detaylı tanıyabilmek için ihtiyacımız olan bilgiler sunulur. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi İlişkide Ustalık Programı, kolayca anlaşılabilen, hemen hayatınıza alabileceğiniz, faydasını tüm ilişkilerinizde görebileceğiniz ve yine tüm ilişkilerinizde kullanabileceğiniz üst versiyon bir programdır. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Başarı Psikolojisi Semineri, benzersiz içeriğiyle baştan sona bir strateji eğitimidir. Tüm hayatınızda ve süreçlerinizde kullanabileceğiniz, kolayca anlayıp hemen hayatınıza alabileceğiniz ve faydasını toplamda kat kat görebileceğiniz stratejiler sunar.

*****