Of Nalan!

Sinir oluyorum! 

Durup dururken sorun çıkaranlara…

Çok konuşanlara…

Gı-cık oluyorum,

Hele yerinde duramayanlara…

Bilsen nasıl köpürüyorum,

Felaket tellallarına…

Deli oluyorum,

Dağıtıp duran sorumsuzlara…

Uyuz oluyorum,

Ufacık olayda yaygara çıkaranlara..

Her işin içinde eğlence arayanlara…

Az ciddiyet! 

Ahh…

Herşeye herkese sinir oluyorum…

Böyle yaşanır mı bu hayat…

Bende keyif almak, mutlu olmak, hayattan tat almak istiyorum…

Bu içimden geçenlere engel olamıyorum….

Geçen yine dertlerimi değerlendirdiğim o köşeye oturmuşum. Yanıma biri ilişti, öyle dolmuşum ki, anlattım aynı böyle. İnsan haklı göreceğini düşünür dimi, ben de öyle sanmıştım konuşmanın başında. Ama dedi ki;

-Herkes haklı…Ama sadece kendi pencerenden bakınca…İnsanları kontrol edemeyiz ki! Herkes benim gibi olsa nasıl gelişeceğim ki? Ayrıca düşün bak, her şeyine de uyuz olmuyorsun…  Bir de herkese böyle problemli mi geliyor, yoksa sadece sana mı, ona da bakıversen mi? 

Sordukça sordu. Ben de duruldum tabi öyle deyince. Baktım sadece. O zaman problemi ben yaşıyorsam, benim çözmem lazım. Peki ama nasıl?

-İşin özü, her bireyin farklı olduğunu kabul etmek… Onun kim olduğunu anlamaya çalışmak…

Nedir bu farklılıklar dersen…

Hepimizin sevdikleri ve sevmedikleri, tercihleri ve tercih etmedikleri, karar verme, hatta motive olma şekilleri bile farklı değil midir?

Aynı evde, aynı anne tarafından büyütülen dört kardeş birbirinden farklı özellikler taşıyorken birbirini hiç tanımayan insanların benzer özellikler göstermesi ne kadar mümkün olabilir?

Ya da herkesin benzer özellikler taşıdığı bir dünya düşünebiliyor muyuz? Aynı şeylerden hoşlanan, aynı şekilde kararlar veren, aynı şekilde giyinen, aynı şekilde düşünen insanların bir topluluk oluşturduğunu…

Bir kahvaltı masasındaki yüzlerce çeşit peynir gibi... ama hepsi peynir, başka çeşit yok... Hiçte eğlenceli görünmüyor değil mi?

Çok konuşanlara sinir oluyor insan ama hiç tüm insanların az konuştuğunu hayal ettik mi?

Ya da çok hareketli insanları dünyadan silsek, herkes yavaş hareket eder hale gelse dünya gerçekten daha mı eğlenceli olurdu?

Tüm düzenli insanların bir sabah kalktığında düzensiz insanlar haline geldiğini zihninde canlandır…. Yaşanacak kaosu düşünebiliyor musun?

Böyle bakınca aslında her biri puzzle’ın eksik parçası gibi değil mi? 

Biri olmadan yaşam biraz eksik... Kuşun diğer kanadı gibi. Ya da bir kayıktaki iki kürek gibi... 

Tüm bunlar hayatı güzelleştiren ayrıntılar. Biri olmadığında olmuyor. Ve genellikle hayatımıza giren insanlar bizim en eksik yanlarımızı tamamlıyor.

O zaman insan, hiç konuşmayı sevmeyen birinin hayatına giren konuşkan insanı anlayabiliyor.

Eşlerden birinin gezmeyi çok severken diğerinin evde oturmayı daha çok sevmesini...

Birinin hep gelecek planları yaparken diğerinin geçmişten ders çıkarmaya çalışmasını...

İnsan o zaman anlıyor beş parmağın beşinin neden bir olmadığını... Hepsinin farklı bir amacı ve görevi var aslında... Beşi bir araya geldiğinde bir el olabiliyor... Birbirini dengeleyip işlevini yerine getirebiliyor...

Peki bu hayatta bizi dengeleyecek olanlar kimler? 

Hayatımızda en tahammül etmekte zorlandıklarımız olabilir mi?

Bizde olmayan yanlarını fazlalık, bizde olup onlarda olmayan yanlarını da eksiklik gibi gördüklerimiz… 

Yanyana geldiğimizde sabredemediklerimiz, anlaşamadıklarımız…

Bizim gibi düşünmeyen, olaylara bizim gibi bakmayan insanlar…

Eğer hayatımıza o gıcık olduklarımız giriyorsa kendimizi geliştirmemiz için hayat bize bir fırsat sunuyor olabilir mi?

O zaman bize düşen ne?

İnsanları anlamaya, tanımaya çalışmak.

“O insan kim ve benim hayatıma neden girdi?”

Onun farklılığını anlayıp kabul etmeye başladığında ilişkinin gelişimi için de kocaman bir adım atmış oluyor insan…

Bambaşka insanlar, bambaşka davranışlar, bambaşka yaşamlar…

Ama soru tek:

“Kim kimdir?”

  *****

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Kim Kimdir? Semineri, insan tanıma becerilerimizi geliştirmek ve buna göre iletişimimizi daha kaliteli bir seviyeye getirmek için tasarlanmış özel bir programdır. Bu programda, insanları ve kendimizi daha nitelikli ve detaylı tanıyabilmek için ihtiyacımız olan bilgiler sunulur. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi İlişkide Ustalık Programı, kolayca anlaşılabilen, hemen hayatınıza alabileceğiniz, faydasını tüm ilişkilerinizde görebileceğiniz ve yine tüm ilişkilerinizde kullanabileceğiniz üst versiyon bir programdır. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Başarı Psikolojisi Semineri, benzersiz içeriğiyle baştan sona bir strateji eğitimidir. Tüm hayatınızda ve süreçlerinizde kullanabileceğiniz, kolayca anlayıp hemen hayatınıza alabileceğiniz ve faydasını toplamda kat kat görebileceğiniz stratejiler sunar.

*****