Gazze'de Bir Gün 1- Çocuk

Yahya beş çocuklu bir Filistinli ailenin ortanca çocuğuydu. Savaşın ilk başlarında anne-babası ve iki ablası şehit olmuştu. Kendi on yaşındaydı ama yüreği şimdiden olgunluğa erişmişti. Yedi yaşında kız kardeşine ve üç yaşındaki erkek kardeşine artık o bakacaktı. 

Erkek kardeşi Jamal, “Abi annem ne zaman gelecek, ben çok acıktım. Bacaklarımda çok ağrıdı, evimize ne zaman gideceğiz?”

Yahya koca yüreğine sığdırdı acı cümleleri ve kardeşine dönüp, “Tamam az daha gidelim, ben size yemek bulacağım.” 

Diyerek hem kendi ağladı, hem de ağlayan kardeşlerini teselli etti. İki kardeşi de Yahya’nın dizinde ağlamaklı yatmışlardı… Yahya’nın yükü ağır ama destekçisi en sevdiğiydi…

Savaşın gölgesinde geçen koca 1,5 yıl…

Yüreğinde dünyanın yükünü taşıyan minik kalpli bir çocuk… Tıpkı binlercesi gibi…

Anne babasız kalmış bebekler, soyu tükenmiş insanlar, tek bombayla yok olan aileler… Gazze’ de durum bu kadar acı ve netti...

Gazze’de çocuk yoktur aslında; savaşın getirdiği zorunlulukla büyümüş ve olgunlaşmış ruhlar vardır. Ruhlar öyle büyüktür ki minicik bedenlere sığmaz… Halbuki daha iki sene önce restoranda, parkta, denizde çekilmiş, boy boy resimleri vardı. Mutlu aile tablosu denilenlerden…

Şimdi ise moloz yığınları arasında yaşam savaşları, soğuk çadırlarda ıslak zeminli çamurlu -varsa o da tabi- yataklarda uyumalar ve aş evlerinden eli boş dönülen tencereler. Çünkü hiç bir şey yok! 

Bir çocuk parkta oynar, dondurmasını yer, bisiklete biner ve akşam işten gelen babasını karşılar… Sonra babasıyla istediği yemekleri yer, oynar ve uyur.

Eğer Gazze’ de çocuksan bunlar sana imkansız lüks…

“Acaba bugün çadırımıza bir şey olacak mı?”

“Anne babam ne zamana kadar bizimle?”

“ İki gün oldu yemek yemeyeli peki ya akşama?”…. ve daha nice cevapsız soru…

Gazze’de en çok oynanan oyundur şehitçilik! Şimdi bu çocukları neyle ve nasıl korkutabilirsiniz? Zalimin zulmü artarken, masumun da gücü artar, sabrı artar… Zulme kafa tutan çocuklar varken, yetişkinleri bir de siz düşünün…

Eğer bugün mücadele eden çocuklar varsa bu tüm dünyaya cesaret örneğidir. Savaş zırhını giyen çocuk, bugün ağlarsa yarın gülecektir. Çünkü her şey yarına kalır ama kimsenin yanına kalmaz. 

Gazze’ de öldürülen 18 bin den fazla çocuk varken, doğum oranı ise bu rakamın iki katından fazla… Peki dünyaya yayılan Gazze’li Çocuklar(?) Tıpkı karpuzu patlattığınızda etrafa saçılan çekirdek taneleri gibi...

Bugünün zalimi yarının kaybedeni…

Bugünün çocuğu yarının Musa’sı…

 *****

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Kim Kimdir? Semineri, insan tanıma becerilerimizi geliştirmek ve buna göre iletişimimizi daha kaliteli bir seviyeye getirmek için tasarlanmış özel bir programdır. Bu programda, insanları ve kendimizi daha nitelikli ve detaylı tanıyabilmek için ihtiyacımız olan bilgiler sunulur. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi İlişkide Ustalık Programı, kolayca anlaşılabilen, hemen hayatınıza alabileceğiniz, faydasını tüm ilişkilerinizde görebileceğiniz ve yine tüm ilişkilerinizde kullanabileceğiniz üst versiyon bir programdır. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Başarı Psikolojisi Semineri, benzersiz içeriğiyle baştan sona bir strateji eğitimidir. Tüm hayatınızda ve süreçlerinizde kullanabileceğiniz, kolayca anlayıp hemen hayatınıza alabileceğiniz ve faydasını toplamda kat kat görebileceğiniz stratejiler sunar.

*****