Öne Çıkan Yayın

Başarı Psikolojisi - DTÖ Seminerler

Az Olan Çokmuş Meğer...

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Alarm çalmadan uyandı Şeyma. Oysa her sabah alarmın sesinden rahatsız olup beş dakika daha uyumak için çabalardı. Ama bugün farklıydı… Heyecandan gözünü erkenden açmıştı. Çünkü bugün onun için önemli bir gündü. Ehliyet sınavını başarıyla geçmişti ve sonunda motosikletini teslim alacaktı.

Küçüklüğünden beri motosikletlere büyük bir ilgisi vardı. Sokakta motosiklet sesi duyduğunda içi kıpır kıpır olur, hızla camın kenarına koşup geçen motorlara özenerek bakardı. Onların özgürlüğü temsil ettiğini düşünürdü. Rüzgarı hissetmek, yolları keşfetmek… İşte bunlar onun için bir tutkuydu. Şimdi; nihayet, o da bir motosiklet sahibiydi.

Motosikletine kavuştuğu o ilk gün, adeta dünyalar onun olmuştu. Sabahları işe giderken artık yürümeyecek, motosikletine atlayıp keyifle süzülecekti. Hava soğuk mu, sıcak mı, yağmurlu mu; hiç önemli değildi. Artık o da motosikletliydi!

Günler haftaları, haftalar ayları kovaladı. Takvimler Ocak ayını gösteriyordu. Motosikletini alalı tam üç ay olmuştu. Her şey yolunda gidiyor gibi görünüyordu ama Şeyma kendini eskisi kadar enerjik hissetmiyordu. Üzerinde bir ağırlık vardı sanki.

Günler böyle geçerken bir gün, gözleri koltuğun altına itilmiş tartıya takıldı. Bir süredir tartılmadığını fark etti. "Bir bakayım bakalım"  diye düşündü ve tartıya çıktı. Tartıya çıkmasıyla ağzının açık kalması bir oldu; tam on kilo almıştı!

Önce inanamadı. "Yok canım, yanlış gösteriyor olmalı!" diye düşünüp tartıyı başka bir yere koyarak tekrar çıktı. Ama sonuç aynıydı. İçini hafif bir panik kapladı. Nasıl bu kadar kilo almış olabilirdi ki?

 

Küçük değişikliklerin büyük sonuçları olur…

Oturdu, durdu ve düşündü… 

Sebepler değişmeden sonuçlar değişmez diye mırıldanırken, günlük rutinlerini gözden geçirmeye başladı. Eskiden iş yerine giderken her sabah on ile on ikşdakika yürür, akşam dönüşte de aynı mesafeyi yürüyerek tamamlardı. Ee tabi toplu taşıma kullansada durağa kadar yürür, duraktan gideceği yere kadar yürür ve günde ortalama dört bin adım attığını fark ederdi. Ama motosiklet aldıktan sonra bu yürüyüşleri tamamen bırakmıştı. Artık evden çıkıp doğrudan motosikletine biniyor, birkaç dakika içinde işyerine varıyordu. Gideceğin her yerin kapısının önüne kadar motosikletle gitmenin keyfini sürüyordu. Keyifliydi evet ama "Ne olacak ki, zaten kaç adım şunun şurası" diye düşünüyordu. Ama şimdi anlıyordu ki o azıcık adımlar, ona farkettirmeden büyük bir denge sağlıyormuş!

Küçük gibi görünen bir değişiklik, üç ay içinde büyük bir etki oluşturmuştu.

 

Azlar ne kadar da çokmuş meğer…

İnsanın fark edemediği ama hayatının büyük bir kısmını etkilemesine sebep olan her durum, az ile başlar…

Bir sigaradan ne olacak ki?

Bir kere ertelemekten ne olacak ?

Bir kere yalan söylemekten ne çıkar?

Ya da yatmadan bir sayfa kitap okusam ?

Sadece hafta da bir gün, uyumadan biraz önce elektromanyetikten uzaklaşsam,

Bir durak önce inip yürüsem, 

Bir kere yerdeki bir çöpü alıp çöp kutusuna atsam,

Bir kere birine tebessüm etsem,

Bir kere birini alttan alsam,

Bir sabah güneşin doğuşuyla başlasam hayata…

 

Her yol bir adımla başlar…

İnsan az olana hürmet göstermekte zorlanır. Ama hayatın özü, bazen tam da o "az" sandıklarımızın içinde saklıdır. 

İnsan  az olanla kazanır, az olanla kaybeder.

Bu düşüncelerle dalıp gitmişken televizyonun sesi onu kendine getirdi. Kanalları rastgele dolaşırken ekranda 2024 Olimpiyatlarına denk gelmişti. Sunucunun heyecanlı sesi yükseldi:

"Evet sayın seyirciler, sadece 2 santimetre farkla altın madalyaya veda etti! Evet, yalnızca 2 santimetre!"

Şeyma'nın içinde bir şeyler yankılandı. Sadece 2 santimetre... İşte hayat böyle işliyor diye bir daha düşündü. Küçük gibi görünen farklar, büyük sonuçlar doğuruyordu.

İnsan az olana gereken değeri veremediğinde, bu az olanın değerinden hiçbir şey eksilmez. Ama kişi, kıymetli olana kıymetini teslim etmediğinde, aslında kendinden bir şey eksiltmiş olur…

O anda fark etti, daha önce önemsemediği küçük yürüyüşlerin, onun sağlığını korumakta rol oynadığını… Haftada birkaç gün, bir saat erken yatmanın, bir saat erken kalkmanın, güneşle uyanmanın ve gülümsemenin sağlığı üzerinde olumlu etkileri olduğunu gördü. Az olanın değerli olduğu gerçeğini kabul ederek, şimdi kendine yeni bir yol çizmek için kararlar aldı.

O gün yaşadıklarından bir ders çıkardı. Bir defter açarak büyük harflerle şunları yazdı:

Bugünün azları, yarının çoklarıdır…

Ve az olan çoktur aslında. 


 ***** 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Kim Kimdir? Semineri, insan tanıma becerilerimizi geliştirmek ve buna göre iletişimimizi daha kaliteli bir seviyeye getirmek için tasarlanmış özel bir programdır. Bu programda, insanları ve kendimizi daha nitelikli ve detaylı tanıyabilmek için ihtiyacımız olan bilgiler sunulur. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi İlişkide Ustalık Programı, kolayca anlaşılabilen, hemen hayatınıza alabileceğiniz, faydasını tüm ilişkilerinizde görebileceğiniz ve yine tüm ilişkilerinizde kullanabileceğiniz üst versiyon bir programdır. 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Başarı Psikolojisi Semineri, benzersiz içeriğiyle baştan sona bir strateji eğitimidir. Tüm hayatınızda ve süreçlerinizde kullanabileceğiniz, kolayca anlayıp hemen hayatınıza alabileceğiniz ve faydasını toplamda kat kat görebileceğiniz stratejiler sunar.

*****    

Yorumlar

  1. Az Çoktur. Mesele o aza hürmet gösterebilmekte

    YanıtlaSil
  2. Basite disipline olduğun zaman kardasın. Azın bereketi bizim sandığımızdan daha fazla. Çok güzel bir yazı

    YanıtlaSil
  3. Her yol bir adımla başlıyor. Peki sen nasıl bir yolda yürümek istersin şu dünya hayatında ?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder